Pages

18 Haziran 2006 Pazar

kucuk seyler...

Bugun sabah Selim'le bir arkadasa kahvaltiya gittik. Selim ilk basta klasik yabancilara aglama numarasini cekse de daha sonra buyuk bir uyum sergileyerek ve etrafa gulucukler sacarak annesini hic mi hic uzmedi.
Donuste hem yogunluk sonrasi stresi atmak, hem Sebo'yu evde biraz daha yalniz birakarak ona rahat bir ders calisma ortami saglamak, hem arkadasinin evinin yakin olmasi ve hem de uzun zamandir gitmek istedigim icin Selim'le birlikte GAP'e ugradik. Iyi ki de ugramisiz, bilmiyordum ama gercekten hem ciddi bir indirim vardi hem de magaza tika basa yeni urunlerle doluydu.

Bu "ugrama"dan en karli cikan Selim oldu elbette, ama Sebo ve ben de nasibimizi aldik indirimden. Gerci kiyafet denemeyi hic mi hic sevmedigim icin kendime aldigim bazi seylerin durusunu evde deneyeince begenmedim geri goturecegim ama Selim ve Sebo'nunkiler gayet guzel oldu. Bos bos kiyafetlere bakinmak iyi gelebiliyor insana bazen, yalniz birsey arama stresi olmamali; birsey arama amacli gittigimde alisverise cidden cildiriyor, dayanamiyor e zaten cogu zaman da istedigim seyi bulamiyorum. Benim boyle kafamda bir model-tarz belirleme ve alis verise ciktigimda onu arama gibi hala vazgecemedigim abuk bir huyum var bu nedenle de alis verisler genelde bir kabusa doner benim icin. Konferans icin takim almam lazim nasil gozumde buyuyor anlatamam...
Bu arada kahvaltiya giderken tam onumde bir kaza oldu. Arabalarin kayarak bana carpmasina iki-uc metre kala durdular neyse ki. Kaza, dur isaretinde bir aracin durmamasindan kaynaklandi. Burada dur isaretleri dort yol agizlarinda ozellikle isik islevi gorur ve trafik kurallari acisindan dur isaretlerinde durmak cok cok onemlidir, ehliyet sinavinda en cok dikkat ettikleri noktalardan biridir dur isareti ve yavaslamaniz degil ciddi ciddi durmaniz beklenir buralarda. Neyse, adam durmadi- adamin durumu kirmizi isikta durmayan bir aracin durumuyla ayniydi yani- ve aracin sol yanindan hizlica gelen baska bir aracla carpistilar; izlemesi lunaparktaki carpisan arabalara benzese de olayin gercekligi ve daha da kotusu hemen dibimde olmasi beni korkuttu. Hemen saga sapip farkli bir yoldan gidecegim yere gittim. Bu aralar hastaliklar, kazalar olayli geciyor benim icin.
Sonra... sonrasi miskinlik... ogleden sonra evde miskinlik yaptim; ha bir de kadayif yapmaya kalkistim ama ben su surup ve sicaklik islerini ayarlayamadigimdan hamur oldu, biraz once deneyeyim dedim de sonuc bir felaket! bir de suruba limon da sikmamisim; kotu oldu iste, e ne yapayim hersey birden olmuyor iste ;).

2 yorum:

duygu dedi ki...

Ayy hala alışamadım şu sümüklüböcek lafına...Bi garip geliyor işte...
sümüklüböcürtçüm,ucuz atlatmışsın.Geçmiş olsun diyeyim yine de,aman dikkat.
Bu arada, kadayıf olayı benim de başıma gelmiş bulundu.Ben de ayarlayamadım şurubun sıcaklığını hamur ötesi oldu.Sinir oldum,bir daha yapmamaya karar verdim.
Hepinize selam..

sumuklubocek dedi ki...

sagolasin duygucugum, o an farketmedim ama dusununce cidden ucuz atlattim gibi.
ben de kadayif olayini bir muddetligine askiya aldim. bir de burada kolay baklava yapma yolu vardi, onu deneyecektim ama simdilik suruplu islere bulasmamaya karar verdim bakalim.
bana kisaca "sumuklu" diyebilirsin :)))