Pages

13 Ocak 2017 Cuma

Gel ey seher...

Bir muzik dinledim ve hayatim degisti... yani hayatim degismese de itiraf etmeliyim ki cok etkilendim, duygulandim, hislendim...
Azeri sanatci Polat bulbuloglu'na ait bu parcayi ben bugun ilk kez dinledim. Sonra kucuk bir youtube arastirmasi gosterdi ki bu parca Turkiye'de meger pek bilinirmis... Pekcok sanatci yorumlamis ama ben en cok orijinal halini begendim.

Gozlerime yaslar doldurdu bestesiyle, guftesiyle bilmem kalbime dokundu iste.

*** *** ***
Behsetmis miydim bilmiyorum genetik koken testi yaptirmistik, sonuclari aldik. Sonuclarda beni sasirtan Italyan/Yunanli genetik benzerliklerin olusu degil, malum Egeliyiz ve baba tarafim Selanik-Balkan gocmeni, ancak bu oranin %41 gibi yuksek olmasini, ve hatta Bati Rusya, kuzey Avrupa genlerinden yuksek bir yuzde cikmasini sasirtici buldum. Turkiye gercekten pekcok etnik kimligin karistigi, harman oldugu bir yer.

Genetik koken testi, bana daha cok aile tarihimi hic de bilmedigimi gosterdi. Gercekten de dedelerimin babalarinin annelerinin isimlerini dahi tam bilmiyorum aslinda. Tam olarak nereden gelmisler, ya da nerelilermis, nerede ne kadar yasamislar? Kulaktan dolma birkac bilgiden ibaret hepsi. Soracak insan da kalmadi, "buyuk" nesil yaprak dokumunu yasadi zira.

Velhasil genetik test cevaptan cok birtakim sorular cikardi bana daha once dusunmedigim, cevaplarini bilmedigim, ve belki de hic bilemeyecegim...

***
Her yasam koca bir hikaye, biz bu hikayelerin hangi parcasiyiz, aile hikayelerimizin hepsini tek tek bilsek kendi yasamimizi zenginlestirmez miyiz ayni zamanda?


2 Ocak 2017 Pazartesi

Oradan, buradan, hayattan...

I- Ille de yeni yil yazisi yazmak gerekir mi bilmem...
Yeni umutlar, yeni bir baslangic vs diye bir yazi yazabilirim elbet ama icten olmaz.  Dogrusu Istanbul'da yasananalarla birlikte pek de boyle bir yazi yazmak icimden gelmedi, inanmiyorum cunku. Bizler birey olarak birseyleri baslatmazsak, degistirmezsek yeni yil bir sihirli degnek degil ki gelsin degistirsin. Belki yeni yil sadece bizi "durtmek" icin bir sebep ama siz, biz, kim olursa olsun istemedigimiz ve bu yonde caba harcamadigimiz surece hayatimizda hicbirsey degismeyecek.

Dilerim yeni bir yil hayatinizda yapmak istediginiz degisimler icin bir vesile olur... Benim de yeni yil dilegim bu olsun...


*** *** ***
II- Bloga surekli yazmak istiyorum, yani tekrar eskisi gibi surekli olsun istiyorum yazilarim. Her donem yogunluk oluyor ancak bu donem uc farkli ders verecegim icin bu dersleri hazirlamak vs., daha fazla zaman alacak. Verdigim derslerden birinde hem sinifta ogrenciler olacak, hem de diger ulkelerden dersimize katilan ogrenciler olacak yani teknoloji de isin icine girince hazirlik biraz daha artacak. Verdigim derslerin bir tanesi de master seviyesinde olunca o da ayri bir hazirlik gerektiriyor. Ozellikle bizim alanda dersin icerigiyle ilgili guncel olaylari da ekstra takip etme durumumuz da olunca is, aile disinda blog, hobi, ve kitaplarima ne kadar vakit ayirabilirim bilemiyorum.

Yogunluklar, yorgunluklar, kosusturmalar...
Ne icin, niye diye de durup dusunme imkani bile vermiyor insana cogu zaman. (Tam da bu cumleleri yazarken onceden okudugum "Dur, bir mola ver" isimli kitap geldi aklima. Okumayi mutemmim cuz edinenlere tavsiye olunur.)

*** *** ***
Burada cocuklarin okullarinin en begendigim yonu kendilerine ait, cogu zaman buyukce denilebilecek, kutuphaneleri olmasi ve haftanin belirli gunlerinde sinifca kutuphaneyi kullanip, cocuklarin her hafta -ya da cocugun okuma hizina gore iki haftada bir, kitap okumalari okul kutuphanesinden. Hatta bazi okullarda okul kitaplarina ait puan sistemi var, kitabi aliyorsunuz, okuyorsunuz, internetten kitaba iliskin birkac soru cevaplayinca o puan sizin hesabiniza yaziliyor ve sonucta belli puan birikenler okuldan hediye kazaniyorlar.
Okul disindaki kutuphaneler ayri bir guzel, o da ayri bir yazi konusu olsun.
Herneyse, kitap okuma ciddi bir sekilde tesvik ediliyor. Evde de okununca cocuklarda belli bir okuma aliskanligi olusuyor. Selim'de bu konuda hic zorlanmadik, Kerem'de farkli yaklasmak zorunda kaldik. Kerem le Selim gercekten farkli kisiliklere sahip, basitce suradaki tanimlamalardan Kerem (ve gorunuse gore Ibrahim de) Kirmizi (Red), Selim is daha cok mavi (Blue). Bu nedenlerle ayni takdikler calismiyor ikisine :).  Ornegin Kerem'in okumasini hem biz hem de ogretmenleri takip ediyor, Kerem'e Selim'e hic okutmadigim cizgi roman tarzi kitaplar dahi aldim sirf okusun diye, simdilerde Kerem de daha iyi. Abilerini okurken gorunce Ibrahim de mutlaka bir iki kitap getirip okutturuyor bana.
Konunun ozune gelecegim, olay su ki cocuklarla okuma konusunda , simdilik , pek de buyuk zorlukler cekmiyoruz.
Ancak isin rengi yazmaya gelince degisiyor. (Hos yazma konusunda da Kerem yazmayi Selim'den daha cok seviyor gibi). Genel olarak, bilmem cinsiyet konusu da mi isin icine giriyor ancak Selim'e ve Kerem'e birseyler yazdirmak konusunda zorluk cekiyorum.
Bu nedenle Pinterest'de (ah Pinterest iyisin, guzelsin de ne kadar buyuk bir zaman kaybetme aracisin sen) gordugum bu "gunluk"leri cok begendim. Cocuga git gunluk yaz demek yerine ona daha somut hedef gosteren bir yazma yonlendirmesi. Haftada bir ya da iki kez Selim'e ve Kerem'e bu gunluklere yazmalarini, hatta isterlerse bilgisayarda blog seklinde yazmalarini, isteyerek onlari daha cok yazmaya tesvik edebilirim diye dusundum. Ya da her yasgunlerinde detayli soyle birsey  yazabilirler. Sonraya da guzel birer ani olur. Bugun dogumgunun de yaklasmasi sebebiyle Selim'e bu ikincisini verdim. Bakalim ne cikacak?

*** *** ***
Oradan, buradan, hayattan bu kadar bu gunluk...