Pages

28 Kasım 2009 Cumartesi

Masumiyet Muzesi...


Bugun okudugum bir yazida New York Times'in 2009'un en iyi kitaplari arasinda Orhan Pamuk'un Masumiyet Muzesi'nin de oldugu yaziyordu.
Benim "ortalama" buldugum -Pamuk'un gecmisteki pek cok kitabinin daha iyi oldugunu dusunuyorum- bu kitaba buradaki yogun ilgiyi gozlemlemistim.
Ilk once Borders'ta cok satanlar standinda gordugum, hatta blogda bahsederim belki diye fotosunu cektigim kitabi bir de kutuphaneden Selim icin kitap alirken bir kisinin aliyor oldugunu gormek hosuma gitti dogrusu.
Orhan Pamuk sanirim gectigimiz ay da Harvard'da bir adet lecture series'e katilmisti, cok istedigim halde katilamamistim malesef.
Paylasayim dedim ;)

26 Kasım 2009 Perşembe

Bugun ve yarin...

Google'in izniyle bugun gec de olsa hindi gununuz kutlu olsun! Hos bugun bizim icin gayet yanliz bir sukran gunu oldu ama :(



*** *** *** ***

Yarin bayram, erken kalkin cocuklar... giyelim en guzel giysileri...
Yarin bayram icin ilk defa Selim ve Kerem'e ayni takimi aldik, yarin ikizvari olacak bizim cukcukler :) Ikizvari olmaktan Selim cok memnun, aslinda o istedi ayni takimi giymeyi, Ahmet Kerem beyin ise zaten durumdan haberi yok ne giydirirsen giyiyor zavallim, simdilik tabii ;)

Esra'nin gonderdigi emailden arakladigim fotoyu paylasip, hepinize mutlu bir bayram diliyorum!

23 Kasım 2009 Pazartesi

onemli bir not :)

23 Kasim 2009

Kerem yaklasik bir haftadir basladigi donme cabalarini bugun kendi kendine sirt ustu yatma pozisyonundan karin ustune tek basina, hicbir yardim olmadan donerek basariyla tamamladi.

Ailecek kendisini alkislayarak tebrik ediyoruz ;)

22 Kasım 2009 Pazar

Su gunlerde...

Artik agaclarda sari yapraklarin hemen hemen kalmadigi, ve havalarin nispeten sogumaya basladigi su gunleri hareketli geciriyor bizim aile.
Gunluk rutinlerimiz disinda kah bir gun mutfaktan gelen tencere tabak gurultuleriyle uyanip, Selim abi'mizin kendi kendine yumurta pisirmeye calismalarina tanik oluyor -yumurtalar hatta once bir tabaga kirilip orada cirpilmis :)- kah baska bir gun Kerem bey'in yeni bir kesfine tanik oluyoruz. Hatta biraz once de not ettigim gibi bugun Kerem bey yattigi yerde kendi kendine donmeyi basardi.
Kayda deger bir olay olarak da dun Sebo'nun dogumgununu kutladik, yakinda kesfettigim bir pastane/firin'dan yaptirdigim pasta aynen TR'de yapilanlar gibiydi, lezzetli bir dogumgunu oldu anlayacaginiz.




Posted by Picasa

4 Kasım 2009 Çarşamba

Balkabagi (?) corbasi

Bu tarifi de aslinda ne zamandir yazmak istiyordum. Is arkadasim Anna'nin ogle yemeginde benimle paylastigi bu corba tarifini aklima koyup hemen denedim. Buradaki arkadaslar bilirler butternut squash denilen bir kabak cinsiyle yapiliyor. -Ben TR'deyken gormemistim hic ama bildigimiz balkabagiyla da olur bu corba-

Goz karari (ben yarim adet yaptim) sogani, iki-uc dis sarimsakla kavurup icine kup kup dogranmis kabaklari atiyorsunuz, 5 su bardagi kadar suyla pisirdikten sonra kaynayinca yarim kok -ya da toz halinde ise 1 tatli kasigi kadar- zencefil ekleyip blenderdan geciriyorsunuz.

Iste size bu sonbahara uygun lezzetli bir kabak corbasi. Sebo ustunde test edilip onaylanmistir. Once "kabak corbasi mi?" diye burun kiviran er kisi, sonra iki tabak yemistir not olarak belirtilir ;)

Bugunlerde Selim ve Ahmet Kerem kardesler

Selim ve Kerem'i uyuttuguma gore nihayet uzun zamandir yazmak istediklerimi yazabilirim. Aslinda draft halinde bir Lizbon yazisi (gezelim-gorelim formatinda :)) var halihazirda, ancak bir turlu yaziya son noktayi koyamadigim icin -uzunlugundan degil, elim gidip de yazamadigimdan- onu da hala draft halinde bekletmekteyim.

Abimizle baslayalim: Selim bey gectigimiz cumartesi Halloween gunu bir ilki yasadi ve trick-or-treat'e seker toplamaya cikti. Aslinda yolu yontemi nedir bilmedigimiz icin yine cikmayi dusunmuyorduk ancak cumartesi aksami kapimizi calan, seker toplamaya cikan Halloween cocuklarini ve kostumlerini gordukce onlara seker vermek icin cabalayan Selim'in heyecanini gorunce, onun da bu seker toplama deneyiminden hoslanacagini dusunerek biz de seker toplamaya cikacagini bildigimiz bir arkadasa takilmaya karar verdik. -ooo baya uzun bir cumle olmus bu, tek nefeste okuyanlar? :)))-
Selim evdeki ustunde robotik birsey olan kiyafetini ve isikli yelek ve botlarini giyince gayet mutlu oldu bu son dakika hazirlanmasindan ve Kerem ve babamizi evde birakarak dustuk yollara.



Seker almaya gittigimiz ilk kapida once ne yapacagini biraz sasirsa da Selim, ikinci evden sonra trick-or treat uzmani olmustu bile :). Kendisine uzatilan seker dolu tabaklardan seker secmeye calismasi cok ciddi bir isti ve gorulmeye degerdi dogrusu. Bizim bol gonullulugumuze karsin "bir tane alin lutfen" evsahipleri ise bence cok antipatikti.



Gecenin sonunda sepetini dolduran Selim yorgun ama mutlu bir sekilde eve geldiginde tek tek topladigi sekerlere bakip bir tanesini tattiktan sonra gerisini ertesi sabah kahvaltidan sonra yemek uzere birakarak yataga serildi. Hos, bizim cukulata ve sekere pek de duskun olmayan oglumuz su an itibariyle hala sekerlerini bitiremedi.

Kerem bey ise buyumeye devam ediyor ve bunun farkindaymiscasina bazen oyle hareketler yapiyor ki neredeyse kollarimizdan yuruyup gidecegini zannediyoruz. Yatirdigimizda kendi kendine kalkmaya calisiyor, kucagimizdayken ayaklarina guc vererek tirmanmaya calisiyor.



Bu aralar en guzel hali etrafa gulucuk sactigi oyun modlari ve ona dogru konusmalarimiza cesitli sesler cikararak ve hatta zaman zaman sesli bir sekilde gulerek karsilik vermesi. Bu zamanlarda ara ara kiskanclik moduna giren Selim'e eski foto ve videolarini gostererek gonlunu almaya calisiyoruz. Bizim de anilarimiz tazeleniyor Selim'in bebek-cocuk halinden bir hayli uzaklasip iyice cocuk olan haline hala alisamamis oldugumuz su gunlerde.

Fotograflar, insallah lutfedip de makinadan bilgisayara gecince buraya da bir iki dusecektir efendim ;)