Pages

27 Mart 2020 Cuma

Oradan buradan ortaya karisik olsun bugun de ...

Corona konusmadan bir post yazma "meydan okumasi" na davet ediyorum sizleri! Becerebilir miyiz acaba?

Aslinda bu yaziya baslarken oyle dusundum hic corona'dan bahsetmeden bir yazi yazabilir miyim diye, yani elbette ayni zamanda gunluk yasamdan bahsederken. Sonra farkettim ki cok da mumkun birsey degil bu, cunku corona gunluk yasamimizi, ve hatta belki de yasama bakis acimizi dahi degistirdi.

-------------------------

Haberleri fazla takip etmemege calisiyorum ancak ille de ya telefon mesajindan ya da bir emailden ya da etraftaki konusmalardan duyuyorum olan biteni, sonra da merak edip arastiriyorum Bu sabah ornegin annemin "duydun mu Turkiye'de iki koy karantinaya alindi" whatsapp mesajiyla uyandim ve merak edip Turkiye haberleri izledim cesitli kanallardan...

Yani sabahtan basladik!

Sonra Instagram'da Gulcince (eski bloggerlardandir kendisi de) mimlemisti beni cocuklarla #evdekal  durumunda ne yapiyoruz diye. Cok cilgin bir animizi yakalayamadim, cunku o cilgin anlarda galiba ben de ya #cilginanne ya da #muzdaripanne modunda kendimden gecip fotograf cekmeyi dahi unutuyorum, "haydi cocuklar toplanin bir ozcekim yapalim" diyerek bu fotoyu cekebildik. Aslinda herkesin cesit cesit poz yaptigi birkac selfie'den ancak bunu paylasilabilir standartlarina uygun buldum :)



--------------------------

Aslinda bugun dun nasil seytanin bacagini kirip sonunda yurume/kosma amacli disariya ciktigimi anlatacaktim. Toplam 4.5 mil, yani 7.2 kilometre yapmisim. Baya ozlemisim anlayacaginiz. 3 kilometre kosmus, 4 kilometre yurumusumdur muhtemelen. Eve donus yuruyusum sirasinda bir arkadasimla telefonda konusmak da ayrica iyi geldi bana.

Kosma/ yurume demisken, kosmayi cok seviyorum ama rutin haline getiremedim bir turlu. Yani haftada en az 4 gun yapacak sekilde rutinlestirsem cok sevinecegim. Cunku her kosudan sonra kendimi cok cok iyi hissediyorum ve bu her halime yansiyor; saglik yarari da yaninda. Eve geldigimde de eger cok yorgun degilsem ya da zamanim varsa Hasfit'den 15-20 dakikalik agirlikli bir calisma yapiyorum. Guzel, hos ama ah bir de duzenli bir hale getirebilsem bu isi super olacak! (acaba kac kez soyledim bunu kendime???? ahhh, vahhh,vb dusunceler...)

Bu arada bir yandan odev okur (sakin ogrencilerime odevlerini okurken dizi izledigimi soylemeyin, onlar beni cok ciddi bir hoca zannediyorlar! ) bir yandan fon sesi olsun derken Britania dizisi 1. sezonu bitirdik. Tarihi Fantastik- kurgu konularini sevenlere onerebilecegim bir dizi. Ben seviyorum boyle konulari, gerci bazi bolumleri biraz dikkatli izlemeniz gerekiyor o yuzden belki fon sesi olmaktan cikti zaman zaman. Hatta ilk bolumunun yonetmenligini Metin Huseyin yapmis, dikkat cekici bir ilk bolumdu. Ha bir de Hurdy Gurdy man diye 60'lar muzigin acis muzigi yapmislar, o da cok hosuma gitti. Ara ara The Doors gibi gruplari dinledigim icin severek dinledim Hurdy Gurdy'i de.

Ve hatta paylasayim bakalim siz de sevecek misiniz?




25 Mart 2020 Çarşamba

Meydan okuma sebebiyle yazdim ama dahasi var elbet...

Tek cocuk buyudugumden sanirim evde vakit gecirmek hic zor gelen birsey degil bana. Hani soooyle uzuuunca bir sure sosyallesmeyeceksin deseler hava hos benim icin. Bunda elbette yine uzuuunca bir suredir insanlarin pek bizim memleketler kadar sosyal olmadigi ABD de yasiyor olmanin verdigi zaten asosyal olma halinin de buyuk etkisi var.

O yuzden sosyallesmek derdim degil ama ise de gidememek ve evden calismak beni acayip sikmis durumda. Meger ne seviyormusum, isimi, ofisimi, kampusu, ogrencileri... Hani o butun dunyanin genclerden olustugu ve kendimin de onlardan biri oldugumu dusundugum yanilgisi da ayni zamanda... (bir arkadasim polis esi icin, tum dunyanin suclulardan olustugunu dusunuyor demesi misali, ben de kampuste genclerle birlikte ola ola tum dunyanin genc oldugunu saniyorum).

Okulumuzda calisan diger hocalarla bir arada oldugumuz bir mail grubu var herkes internet ustunden egitim verirken olan zorluklari anlatiyor. En buyuk problem derse hazirlik ve online ders verirken dersi sabote eden kucuk cocuklar! "anne mutfakta yangin ciktiiii" diye bagirip arkadasi dersini birakip apar topar mutfaga kosmasina neden olan cocuklar bile varmis! Bizimkiler yine iyi sanirim, sadece ne kadar cok bilgisayar basinda oldugumdan sikayetciler (asagida da anlattigim gibi)!

Bizim eyaletteki Corona (oh-na-na) (Havana sarkisinin nakarat muzigi ile soylemeniz gerekiyor), vakasi sayilarini bu web sitesinden takip ediyorum. Bilgi insani umutsuzluga degil, umitvar olmaya ve onlem almaya yonlendirir diye dusunenlerdenim.Bu nedenle Turkiye'deki vakalarin hangi sehirlerde yogunlukta ve ne kadar oldugunu aciklamamalari cok yanlis diye dusunuyorum. Insanlar kulaktan duyma bilgilerle zira daha cok panik oluyorlar cunku.

65+ karantinasindaki anne ve babam izolasyon ve #evdekal haberlerinin cikmaya baslamasiyla adadaki (Kusadasi) yazliklarina gitmislerdi, orada geciriyorlar karantina gunlerini. Bu acidan her ne kadar onlari merak etsem de daha rahatim cunku yazliklarin cogunun bugunlerde bos olmasi ile insan temaslari iyice minimuma inmis durumda. Esimin ailesi ise Isparta'da buyukce bahcesi olan bir evde yasadiklari icin onlar da az cok izole sayilirlar. Uzak olsak da gonul ailemizi dusunmeden edemiyor elbette.
____________________

Bu arada bugunlerde super kitap okurum diye dusunurken elime kitap alamadim, yandaki kitaba (Fahrenheit) basladigimla kaldim! Evde yaptigim sporu da arttiririm diye dusunmustum, o da henuz baslayamadi. Cocuklar yuzunden acikmadan birseyler yerken buluyorum kendimi. Esim zayiflama firmalari hissesi toplamaya basladi borsadan benim durumuma bakarak, bu gunler gectikten sonra herkesin zayiflama firmalarina kosacagi ongorusu ile :)))

Bugun biz de cocuklarin 24 Nisan'a kadar evde kalacagini ogrendik (gozleri dondurme emojisi koyuyorum buraya!), baska eyaletlerden tamamen bu senenin kapatildigi haberini almisken, 24 Nisan mukemmel olmasa da iyi bir haber belki diye dusundum...
_________

Ekmekcikiz hanimcigimin bu postunu gorunce, karbonhidrat da yerken sevindirir (burada "comfort food" diyoruz biz bunlara) diyerek pizza hamuru koydum ekmek makinasinin hamur ayarina, ben pek yogurmayi beceremedigim icin makineye devrediyorum isin bu kismini. Tarifim ekmekcikiz hanimcigimin tarifine benziyor ancak yarisi olculerinde denilebilir.

Hamurum olmustur, ben kacayim... Pizza yapilacak, ogrenciler icin slaytlar ustune konusmali video cekilecek, aksama odevler okunacak. E ben kacayiiim buraladan o zaman!
__________
Her ne kadar Kanatli Kedi'nin meydan okumasina  duzenli katilamasam da sorumluluk bildim yazdim bak bugun, yarina kim ole, kim kala.... (ooops! bugunler icin pek uygun bir deyim olmadi ama).

Bu arada uzuldum, bugun ABD'deki Turk diasporasindan 44 yasindaki bir kadinin corona'dan vefat ettigi haberini aldim, onceden zaturre gecirmisligi oldugu icin dayanmamis cigerleri... Rahmet ve ailesine sabir diliyorum...




22 Mart 2020 Pazar

Evden calis(a)ma(ma)k

Image result for working from home with kids graphic

Evden calismak bana cok yabanci bir kavram degil aslinda.

Akademisyen olarak bilgisayarimin oldugu her yerde ozellikle arastirma konusunda "is" hep var benim icin. Bir ara ozellikle de cocuklarla  ilgilenmek mi is mi diye ikileme dusuyor cocuklarla ilgilendigimde eyvah isim aksadi, isimi yaptigimda ah cocuklarla ilgilenemiyorum ikilemine dusuyordum. Sonra zaman gectikce bu konuyu evde dahi olsam yazdigim/ calistigim saatleri onlar uyuduktan sonraki saatlere kaydirarak bunu bir nebze cozdugumu dusundum. Cunku zira gunduz cocuklar okuldayken ben de is gidiyor ders verme islerimi orada hallettikten sonra, evde baska islerime geciyordum.

Ama simdilerde isler degisti, benim islerin ders verme dahil %100'u, cocuklarin da  100% zamani evde bir arada calismaya donustu. Cocuklarla birlikte iken ise odaklanmak gercekten cok zor. Ben internet ustunden guc bela ders vermeye cirpinirken kapiyi tiklatan cocuklar, yazarken sarilmaya calisirlar, "dur annem su da bitsin" dersem "sen bilgisayarini bizden cok seviyorsun" diye sitem ederler. Anlatmaya calisiyorum ozellikle iki kucuge, "bakin ben zaten bunlari yapiyordum ama bu sirada hepimiz kendi okullarimizda oldugumuz icin siz bunu gormuyordunuz, ancak simdi hepimiz evden calismak zorundayiz..." diye baslayan cumlelerle. 
Bunlar disinda onlarin da calismalari lazim ama bizim cocuklar bu gunleri coktan "tatil!!!" ilan ettiler bile. Gel de anlat onlara siz de artik "ev okullu" oldunuz ve egitim ogretim islerine evden devam etmek zorundayiz diye.

Zor gunler vesselam...
________________________

Ispanyol Gribi

Bu arada sasirdigim bir konu Ispanyol gribi hakkinda neden daha once birseyler ogrenmedigimiz. Bu konuyu oglum Selim burada 7. sinifta sosyal bilimler dersinde iken islemisti ve konu ilgimi cekmisti. Az bir internet arastirmasi yapmis ve Ispanyol gribinin 1918'li yillarda pekcok insanin -yine global pandemik seklinde- olumune yol actigini, zamanin Osmanli Devleti'nde de 6-7 bin civarinda olume neden oldugunu ogrendim.

Sasirdigim hastalik degil ancak boylesi onemli bir bilginin bize derslerde tarih vs derslerinde neden hic okutulmadigi. Hani okutuldu da ben mi bilmiyorum desem o da olamaz cunku her ne kadar niversitede olmasa da (pilim o kadar dayandi demek ki) genelde iyi calisan bir ogrenci oldum.

Belki bundan sonra ogretirler, ne dersiniz?

17 Mart 2020 Salı

Corona gunlerinde cocuklu hayat

Tanistirayim efendim sizleri bizim Ibrahim Bey ile, nam-i diger "yeni bebek"; artik 6 bucuk yasinda yeni'ligi falan pek kalmadi ama yeni bebek etiketi ile pek birseyler yazmamisim, Ibrahim'i pek yazmamisim bu nedenle tekrar tanistirayim istedim sizleri.


Ibrahim evimizin en kucugu, ogluslarin da en kucugu, e haliyle de en simarigi. Bakmayin simarik dedigime, hani kucukler simarik olur ya ondan, yoksa simardigini farkeder farketmez duzeltir kendini. Empatisi coktur ve bana da tatliya oldugu kadar olmasa da cok duskundur.

Dun Corona gunlerinde hem hareket olsun hem oyalama olsun hem dogada neler oluyor diyerekten yuruyuse ciktik Ibrahim, Kerem, ve ben. Yaklasik 3 km kadar yurumusuz, donerken biraz mizildandilarsa da bekledigim kadar bir tislama olmadi. Hem muhabbet hem kesif biraz yuruyus biraz kosus derken baktik yuruyup gelmisiz bile. Iyi geldi bu yuruyus onlara da bana da... Bu sirada bir gozlem etrafta ailelerin Corona gunlerinden dolayi hep birlikte kendilerini bizim gibi disariya e gidecek yer kalmayinca da yuruyuslere vurmasiydi. Etrafta aileler grup halinde yuruyorlar.Genelde insanlari tek tek yuruyup kosar gordugumuz icin bu pek ilginc bir resimdi dogrusu.

Corona gunlerinde cocuklarla ilgilenmek ayri bir mesele zira internetten uzak tutma cabasi ve ayni zamanda okullarindan geri kalmasinlar diye ders calistirma cabasi hepsi bir arada. Malesef okullarimizin verdigi kaynaklar hep internet ustunde kaynaklar oldugu icin ben de ayrica basili kaynaklar arastirma, ya da internet ustundekileri basarak cocuklari kalem ve kagida yonlendirme cabasina girdim ki bu onlari  internette oyalayip gecmek kadar kolay degil.

Doga yuruyusleri ozellikle ah o cicek de ne bu bocek de ne ilginc vs. seklinde renlendirilebilir ki cocuklar bu sekilde iletisime cok aciklar zaten. Birlikte kitap okuma seanslari, hava da guzelse bahcede, balkonda ya da baska bir acik havada da guzel oluyor. Yine birlikte -ya da kardesler kendi aralarinda- spor, top oynama gibi aktiviteler yapabilirsiniz; acik hava hem size cocuklariniza iyi gelecektir.




Ev icinde birlikte kek borek yapabilir - bu tarz aktiviteler cocuklarin (kiz-erkek ayrimi olmaksizin) her daim hosuna giden aktiviteler oluyor hem de birseyler ogreniyorlar. Ornegin bizim evde artik pankekleri Kerem yapiyor denebilir. Ya da sanatsal aktiviteler ip baskisi, patates baskisi, origami gibi de hem sizin hoslanabileceginiz hem de cocuklarin hoslanabulecegi aktiviteler olabilir. Internet disinda ne yapabilirim diyenlere gozlerinizi kapatip cocuklugunuza donmenizi ve sizler vaktinizi nasil geciriyordunuz bir hatirlamanizi rica edecegim. Kendi cocuklugunuz size en guzel fikirleri verebilir bence. Ben tek cocuk oldugum icin kardesli aktiviteler konusunda pek anilarim yoktu ama evde kendi kendime pekcok sanatsal ve yazinsal etkinlik yapardim, bunlar hala ornek oluyor anneligimde de.

Simdilik benden fikirler bu kadar; onerileriniz varsa beklerim!

16 Mart 2020 Pazartesi

Histeri gunleri (bir diger sekli ile Corona gunlerinde yasam)


Ne yazsam, neresinden tutsam, nasil baslasam bilemiyorum, ama bildigim birsey var ki o da toplumca - ve hatta dunyaca- histeri gunleri yasadigimizi soyleyebilirim.

Virus abartildi mi abartilmadi mi, alinan onlemler cok mu fazla cok mu az tartismasina girmeyecegim ancak alinan onlemlerin insanlari yatistirmaktan ote daha cok panige ittigini gozlemliyorum.

Suyun bu yakasinda, Turkiye'deki gibi okullar tatil oldu -cocuklar icin- benim calistigim da dahil cogu universite derleri internet ortamina aldilar, ogrencileri yurtlarindan cikardik evlerine gonderdik, biz hocalar yuyuze olan dersleri bir sekilde internet ustune almaya ve bunu "cok mutlu" bir sekilde yaptigimiza inandirmaya calisiyoruz ogrencileri. Onun da tabii ki ayri zorluklari var, sinifta paylastiginiz herseyi bir anda internet ortamina almak oyle kolay is degil ama ugrasiyoruz bir sekilde.

Ayni zamanda evde de cocuklari nasil oyalayalim, derslerinde kopukluk olmasin, Tv'ye oyunlara takilmasinlar diye onlarla planlamalar yapmamiz lazim. E malum sosyal destek de olmayinca cocuklarin herseyiyle de biz ilgileniyoruz.

Bizimkiler kucuk detaylar, ancak buyuk resimde isletmeler, kucuk isletme sahipleri, gundelik is yaparak gecimini saglayanlar nasil gecinecekler dusunceleri var; bir yandan toplumun -ozellikle Amerikan toplumunun- panik halinde marketlere kosturmasini izlemenin getirdigi bunalim var, var da var.

Ancak gordugum, dunyaya kazik cakma mentalitesi ile yasadigimiz gercegi... "Hey!" diye bagirmak geliyor icimden, "o ya da bu sekilde olecegimiz gercegi zaten yanibasimizda iken bu yeni bir habermis gibi davranmak neden?" Evet, elbette ki onlem almayin demiyorum ama bunu bir panik havasinda yasamak pek de yersiz geliyor bana ki su anda bulundugumuz eyalette (Maryland)  Covid-19 vakasi 37 ve henuz bir olum olmadi. Onlem almak elbette ki sonradan ah vah etmekten iyidir ancak, bu onlemler insanlari panige ve histeri ile davranmaya yoneltiyor malesef...

Bu histeri gunlerinde cocuklarin akil sagligini yerinde tutmak amacli panik olmamaya calisiyoruz bizler de. Cunku cocuklar  bu virusten cok, ailelerinin nasil bu gunleri gecirdiklerini animsayacaklar buyuyunce. Ornegin Cernobil benim kafama kazinmis durumda, o zamanlar okullarda dagitilan findiklari yemememi tenbikleyen annemin, eve cay sokmayan ailemin panigi ve o panigin getirdigi "radyasyon korkusu" hala canli zihnimde. Ve belki de bu nedenle hastaliklara karsi simdi simdi degistirmege calistigim hastalikli bir iliski olustu icimde.

Coculari marketler goturmemege calisiyoruz zira marketlerin hali beni bile depresyona sokarken cocuklar nasil etkilenmesin?

Histeri'nin ornekleri marketlerden cektigim fotograflar:


Fotograflar bunaltici olsa da hayat devam ediyor, bahar geliyor... Baharin izlerini kovaliyoruz bu gunlerde cocuklarla. Topluluklardan uzak, arka bahcemizde daha cok vakit gecirir olduk.

 
Ve elbette bugunlerde yapilacak en guzel sey kitaplara siginmak diyerek dun kutuphanemiz kapanmadan once bol kitap aldik kutuphaneden, market alisverisindan daha da cok hatta -insanlar kutuphaneyi de yagmaliyordu bu arada! Biz de alabildiklerimizi aldik aradan:


Ben de okudugum klasikleri bir daha okuyayim dedim bu vesile ile:



Yazinin anafikri: Panik yapmadan, onlemimizi alalim, sakin olalim - lutfen toplum akil sagligimiz icin!

Anafikrin anafikri: Bugunleri histeri seklinde degil cocuklarimizla birlikte guzel vakit gecirebilecegimiz, degerli anilar biriktirdigimiz bir sekle donusturelim, mumkunse... 

Saglikla kalin!

4 Mart 2020 Çarşamba

Bir baska "dunya" yok (henuz, bildigim kadariyla)...



Planet Earth First signage sticked in gray post outdoors

Bu aralar cevre ile ilgili konulara fena halde takmis durumdayim. Bilimsel bilgilerle kafa karistirmak istemiyorum ama bilimsel verilere bakilirsa (NASA nin konu ile ilgili birkac yayinini okuma firsatim oldu) dunya alarm zillerini coktan calmis durumda ve biz israrla duymamaktan geliyoruz.

Bilimsel verileri gectim, su cikardigimiz coplere, kullandigimiz plastige, yenilenemeyen enerjilere, hergun daha da degistigini farkettigimiz iklime, et endustrisine, yani etrafimiza dikkatli bir bakis atmak yeterli dunyanin cigliklarini duymak icin.

Olay cok boyutlu aslinda ama ben sadece bir tanesinden bahsetmek istiyorum (simdilik).

Birincisi tekstil urunlerinin, ozellikle de "ucuz ve hizli moda"nin olusturdugu kirlilik. Ikincisi de et endustrisinden kaynaklanan kirliklik.

Ucuz ve hizli moda, ozellikle H&M, Zara, vb firmalarin baslattigi ama Turkiye icinde de benzer Turk versiyonlari olan, gorunuste guzel ancak kalitede ve dolayisi ile pahada hafif olan urunleri kapsayan bir konsept. Problem ucuz ve guzel gorunuyor diye, normalde hic ihtiyacimiz olmayan urunleri almamiz ve kiyafet dolaplarimizi doldurmamiz. Sonra bu giymediklerimizi ne yapiyoruz sorun burada.

Image result for cloth collection bin near meAmerika'da bu surec soyle isliyor; giymediklerimizi biz genelde ya Goodwill, Salvation Army gibi ikinci el urunler satan magazalara, ya da sagda bir resmini gordugunuz kiyafet kutularina veriyoruz. Sonra verdiginiz kiyafetlerin genelde kaliteli olanlari bu ikinci el magazalarda satiliyor. Ve bu ikinci el magazalarindan her cesit gelir grubundan insan alis veris ediyor -ben sahsen cok seviyorum ikinci el urun alip kullanmayi, cunku bir yasanmislik bir ruh var gibi geliyor bana. Ayrica dunya'ya da katkida bulundugumu dusunuyorum bu sekilde.

Ancak bu ucuz ve hizli moda'nin urunleri pek kaliteli olmadigi icin genelde ikinci el olarak satilma degeri tasimiyor. Zaten bu magazalara verilen urunlerin yalnizca %20'si tekrar magazada satiliyormus, %80 i ise , bu kiyafet kutularindakiler gibi 3. dunya ulkelerine ya bagislaniyor ya da satiliyor. Biz "oh kurtulduk, iyi de bir is yaptik" diye sevinirken, 3. dunya ulkeleri bu kiyafetlerin ancak belki %20'sini kendi standartlarinda kullanabiliyor ve gerisini, malum copler gibi yakiyor, evet yakiyor....

Peki bu kiyafetlerin cogunun polyester ve diger plastik urunu sentetik liflerden olustugunu dusunurseniz, bu kiyafetler yakildiginda ne gibi bir kirlilik olusturdugunu anlayabilirsiniz. Yani plastik gibi bu kiyafetler de dogada kaybolmuyor, ya da kaybolmasi 200 yil gibi bir zaman aliyor. Bu endustri dunyayi kirleten endustriler arasinda ilk uc sirada yer aliyor, yani konu oyle kucuk bir detay degil.

Bu bizim tarafimizdan sorumlu oldugumuz kismi, olayin bir diger boyutu da uretici tarafi var. Ornegin pamuk yetistirilirken harcanan su miktari  ve ilac ve gubre kullanimi cok cok fazla. Tedarik zincirinin bu boyutunda da yapilmasi gereken cok sey var.

Turkcesi var mi bilmiyorum ama Ingilizce ile arasi biraz iyi olanlara bu kitabi oneririm, anlamak ve farkindaligimizi artirmak acisindan. Konu ile ilgili bilgi veren pekcok web sitesi de var. Yeter ki arastirip, ogrenmek isteyelim.

Ogrendik de ne olacak diyenlere, igneyi kendime batirdigim sekli ile anlatayim. Ben alisveris, ozellikle kiyafet alisverisi aliskanliklarimi degistirmeye calisiyorum.

Sadece begendigim icin birsey almamaya, aldigim kiyafetin sentetik icerik tasimamasina, aradigim seyi oncelikle ikinci el magazadan bulmaya, cocuklarima da ayni bilinci asilamaya, giymedigim kiyafetleri giyecek bir arkadas- akrabam var mi diye sormaya ozen gosteriyorum ilk etapta. Simdi ise once 6 ay sonra bir yil kendime hicbir kiyafet almama "meydan okuma"si yapiyorum. 6 ayin 2 ayi bitti bile ;)... Ve ayni zamanda etrafimi da bu konuda bilinclendirmeye calisiyorum. Kendi kendimize yaptigimiz seyler, iyi -guzel ama cevremizde de bir aksiyon olusturabilmemiz lazim.

Var misiniz?