Pages

14 Şubat 2020 Cuma

Sevmek zamani

Belki de ilk defa "bu filmi daha once neden izlemedim" dedim. Oyle cok sinema elestirisi yapacak kadar sinema merakim yoktur amd gunumuzun hizli, soluksuz, Holywood tarafindan esir alinmis, tuketim sinemasi ile karsilastirdigimda iyi ki izledim dedigim yalin bir ask felsefesi filmi "Sevmek Zamani". Ask'i tensellikten uzaklastirmis, icsellestirmis bir adam Halil baskahramanimiz... (Boyle bir adam var midir diye dusunmedim de degil hani?) 
Filmi izlerken, surete asik olmak ve aski aslinda kendi icinde yasiyor olmak kavramlari pek de uzak gelmedi bana. Leyla ile Mecnun mesnevisinde de gecen bir hikayeyin hatirlatti. Alintiladigim kadariyla soyle:

Mecnun çöldedir ve aşkın bin bir tülü cefasıyla yoğrulmaktadır, dünyayla bütün bağlantısı kesilir ve sadece ruhuyla yaşar hale gelir. Leyla'nın vücudu da dahil olmak üzere bütün maddi varlıklarla ilişkisi bitmiştir. Birgün Leyla çölde onu bulur ama Mecnun onu tanımaz ve "Leyla benim içimdedir, sen kimsin?" der. Onun eriştiği mertebeyi anlayan Leyla gider ve bir süre sonra ölür. Onun ardından da Mecnun hayata veda eder, böylece ruhları hakiki kavuşmayı yaşar.


Sevmek zamani'na donersek Halil'in de Meral'in resmine/ suretine asik olmasiyla baslar film. Sonrasinda bunu ogrenen Meral de resmine asik olup, bir yil kadar bu aski icinde yasayan insan gercek ask sahibidir diye dusunerek Halil'e asik olur, ancak Halil onu reddeder, iste o sahnede su can alici konusmalar gecer:


Meral: Aylardan beri gelip neden benim resmime bakiyorsun?cevap vermeyecek misin bana?yoksa gercegi soylemekten korkuyor musun? Halil: ogrenmek istedigini Mustafa soylemistir sana. Meral: ben senin soylemeni istiyorum.Herhalde bana ait olan birseyi ogrenmek hakkimdir. Halil: Hayir.Sana ait bir mesele degil bu.Resminle benim aramdaki bir durum seni ilgilendirmez.Ben senin resmine asigim, Meral:Iyi ama asik oldugun resim benim resmim.iste ben de burdayim soyleyeceklerini dinlemeye geldim. Halil:Resmin sen degilsin ki.Resmin benim dunyama ait birsey,ben seni degil senin resmini taniyorum.Belki sen benim butun guzel dusuncelerimi yikarsin. Meral: Bu davranislarin bir korkudan ileri geliyor. Halil: Evet bir korkudan ileri geliyor,bu korku sevdigim seye ebediyyen sahip olabilmek icin cekilen bir korku.Ben senin resmine degil de sana asik olsaydim o zaman ne olacakti.belki bir kere bile bakmayacaktin yuzume.belki de alay edecektin sevgimle.Halbuki resmin bana dostca bakiyor.Iyilikle bakiyor.Ve ebediyyen bakacak. Meral:Ben de sana bakmak istiyorum. Halil: Hayir benimle resminin arasina girme,istemiyorum seni.Ben senin yalniz resmine asigim 

Olaylarin sonrasinda nasil gelistigini ogrenmek isterseniz Youtube'da var film, yaklasik bir bucuk saat kadar suruyor. Ancak filmin konusu disinda beni ask acisini Bach dinleyerek ceken kadin portesi, okudugu siir kitabi (Ovidius, Sevisme Yolu), ve 60'li yillarin o guzelim Istanbul esligindeki hem ic hem dis mekanlar mestetti. 

Ruhum yasadigimiz zamanlara ait bir ruh degil benim, ama bu filmi izleyince bunu bir kez daha farkettim.

2 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Sevgili Sümüklüböcek,
Sevmek Zamanı'nın çekildiği ve sinemada gösterildiği zamanlar çocukluğuma denk düşüyor. Filmi ben de yakın zamanda izledim, geçtiğimiz yaz Burgazada'da bir açıkhava sinemasında.
Yazısı burada:
https://ekmekcikiz.blogspot.com/search?q=sevmek+zaman%C4%B1

Sumuklubocek dedi ki...

Simdi okudum...
acik hava sinemalari da ne guzeldi degil mi? bununla ilgili hatta ayri bir yazi yazilir.
Cok sanslisiniz o zamanin Istanbul'una tanik oldugunuz icin, ne guzel...
Sevgilerimle...