Pages

25 Mayıs 2007 Cuma

benim havalarim...

Firtina ve yagmur dolu gunler yasiyoruz bu aralar.
Her ne kadar dunku firtina arada korkutsa da insani, bugunku yagmurlu ve burasi icin bu zamanlarda pek de normal olmayan cok sicak olmayan havalar beni mutlu ediyor.
Dunden beri devam eden basagrim ornegin bugun biraz disari cikip yagmurlu ve serin havayi icime cekmemle daha iyilesti. Oysa ki sinizutsel bir basagrisiyla uyanmistim. Bir de alisveris yaptim, arkadaslarima hediye aldim. Bir dogumgunu, iki hoscakal hediyesi... Tabii bu da iyi geldi.


Her ne kadar alisveris yaparken sikilsam da baskalari icin birseyler baktigimda ya da ev esyasi baktigimda durum boyle degil. Bir de aklimdakini buldugum zaman hemen alirim, cok dolasmam. Ama bulamazsam sorun oluyor iste.
Dunku firtina korkutmustu ama gercekten de insanin insana yaptigi kotulukler dusunuldugunde bu tip olaylar yaninda hic kaliyor.
Sebo calisma masamin yerini degistirdi, her ne kadar ona itiraf etmesem de boyle iyi oldu sanirim, direk karsimda bir pencere var ve pencereden yagan yagmuru seyredebiliyorum. Kotulugu, onceden masanin cekmecelerinin onune sandalye koyup Selim bey'in karistirmasini engelleyebiliyorduk, simdi ise yapamiyoruz beyefendi uyanir uyanmaz dogruu benim masanin cekmecelerine kosuyor, karistirmak cok cekici geliyor olmali.
Karistirmak denince aklima kuzenim geldi. Benden alti yas kucuk kuzenim Cagdas bey, kucukken bizim eve geldiklerinde dogru benim odama kosardi. Hemen kitaplik+ calisma masasi olan dolabimin cekmecelerini acip ne var ne yok bakar, kullanmadigim seyleri kendisine vermemi beklerdi. Biz de buyuklerin birseyini almak yeni birsey almaktan daha buyuk bir sevinc kaynagi olurdu. Teyzelerimin kullanmis oldugu birseyi vermeleri beni cok sevindirir, cicigini cikarincaya kadar neyse o kullanir, kullanmakla da kalmaz saklardim. Gecen gun oyle bir teyzemin universite zamanindan kalma kalemi buldum burada bir yeri toplarken. O kalemi kullandim, kullanmakla da kalmamis buralara kadar getirmisim. En sonunda attim, bu kadar saklamanin anlami yok diyerek :). Ben benden buyuklerin esyasini kullanmayi ne kadar sevdiysem Cagdas da benim esyalarimi o kadar seviyordu.
Zaman ne kadar degisti, simdi birisinin birseyini kullanmak ne yazik ki gurur kirici bile sayiliyor.
Oysa Cin'de de bir buyugun esyasini kullaniyor olmak cok iyi gorulen birseymis. Soyle ki eski zamanlarda cok bebek olumleri varmis. Bir buyugun bir seyini giymek, esyasini giydigin kisi gibi buyuyecegin dusunulerek iyi sans olarak dusunulurmus. Cin'li hocamdan duydugum bu gelenek hala gecerli mi bilmiyorum tabii.
Neyse, nereden nereye geldim; kafam biraz daginik galiba :)))

Not: Bulutlu hava fotografi Boston'dan...

7 yorum:

iremmm dedi ki...

resiim cok guzelll...ben bile burdan yorgunlugumu unuttum diyim iremcim...

yeni eviniz de hayirli olsun..Agiz sagligiyla oturun İNSALLAH..pek yuksekmis yaww..vallahi adresini bilsem ya da bana maille ulassan ev hediyeni hemencecik gonderirim...mubalaa yapmıyorm cok ciddiyim sekerim...haberin olsun..bi adres yeter ;) ne guzel olurdu,yenı eve yenı hediye..bayılırımmm :)

öpüldünün ;)

anne ve cocuk dedi ki...

oncelikle guzel yorumun icin tesekkur derim.Ilk yorumlarima ayri bir onem veriyorum. Ben de 2 sene gurbet yasamis biri olarak hep bir eksikligi ve ozlemi icinde yasadigini hissedebiliyorum. Lakin resimlerden guzel bir sehirde yasadigini goruyorum.Yeni evin hayirli olsun yeni evinin mutlu bir yasami beraberinde getirmesini diliyorum. sevgiler...

sumuklubocek dedi ki...

iremcigim sagolasin! evet, buradaki maksimum iki katli evlerimizden sonra baya bir yukselmis olacagiz ama yepyeni bir bina olusu ve icinde henuz kimse oturmamais olmasi biz cok cekti. hele bir oturalim veririm adresi ;)

sevgili annevecocuk, cok guzel el isleri yapiyorsun, benim de yapmak isteyipbir urlu baslayamadigim seyler bunlar, ozellikle tahta boyamayi ben de cok merak ediyorum. Dileklerin icin cok tesekkurler, guzel calismalarini gormegi bekliyoruz ;)

Kuaybe dedi ki...

Birisi karıştırmak mı dedi?
Çocukluğumun en keyifli ve en kaçamak aktivitesi.. Annem bir yere gittiğinde ilk işim ücra köşelerde ne var ne yok karıştırıp ortaya dökmekti.. Bazen hoşlandığım nesneleri de gizlice "benim" yapıyordum tabii.. Mesela ucu kırık bir ayna, annemin üzerinde küçük çiçekler olan mendili, arabanın bozulmuş alarm kumandası :)) Sokağa çıkınca da arkadaşlarıma hava atardım bu gizli "hazine"lerimle..

Selimcik.. iyi karıştır ortalığı.. yakında büyüyeceksin ve herşey "ulaşılabilir" olacak, cazibesini kaybedecek zaten..

Koyubeyaz dedi ki...

ozledim siziii........

Anne ve Bebisi dedi ki...

Seni okumayı özlemişim:) Bebiş uyurken okudum doya doya. Yorumlarımı içimden yaptım:) Her şeyin en güzelini diliyorum size:))

Öpüyoruz İrem Teyzee :)))

sumuklubocek dedi ki...

Kuaybecigim, Selim'e bu dileklerini bilahare iletecegim canim, birak karistirsinlar doya doya degil mi ;)
Benim kucukken (okumayi ilk ogrendigim zamanlarda) karistirmaktan en cok hoslandigim sey annemle babamin eski fotograflari ve birbirlerine yazdiklari mektuplar olurdu, hatta bazi satirlar halaaa ezberimdedir :)))
Koyubeyazcigim, biz de seni ozledik aslinda, ara ara bakiyordum yeni yazilarini goremiyordum.... Bir de son yazilari okuyunca uzuldum insanlarin sacmaligina, yorum yazmadim ama yoruyor insani artik boyle garip tiplerle ugrasmak; sen uzme canini diyorum! guzel yazilarinizi okumak uzere...
Biz daha cok operiz sizi Esracigim, hele hele de mis kokulu Mehmed Kaan'i; biz anliyoruz sizin durumlari merak etme ;) ne derler "been there, done that ;)"!