Gecen hafta, birgun -animsamiyorum hangi gun- hic olmayacak sikisik bir zamanimda cok gereksiz bir blogda cok gereksiz bir yazi okurken buldum kendimi! Blogger dostlarim alinmayin lutfen ama etrafta gercekten "niye okuyorum ki ben bunu" dedigimiz -hos, belki de baskalari benim blogu okurken de bunu soyluyor olabilirler- bloglar mevcut ve eger kendinizi kaptirip o linkten bu linke blog okuyunca bazen boyle bloglarla karsilasiyorsunuz. Neyse iste kizdim kendime, bunca isin arasinda boyle "gereksiz" birsey yaptigim icin ve o yuzden hazirladim asagidaki anketi.
Sevgili Elle demis ki "Eger sevdiklerinden haber almak maksadiyla okuyorsan,egitici bloglari okuyor ve yeni seyler ogreniyorsan" bosa vakit harcamiyorsundur. Buna katiliyorum; zamanla okudugum blog sahipleri bir anlamda "dostlarim" oldu benim ve onlardan haber almak maksatli okudugum yazilar hep sevindiriyor beni, bir nevi sanal arkadas toplantisi oluyor blog okumak, yorum yapmak belki de; Ayse'nin yorumu da buna deginmis, sanal da olsa -gerci birgun tanisacagimiza dair bir his ve umit var icimde- yeni arkadasliklar kurmak da bir o kadar bloglarin pozitif yanlarindan.
Benim de blog yazmaya baslarken ilk amacim kendime ait sanal bir gunce olusturmak; dusuncelerimi, konusarak paylasamadiklarimi -konusma ifade eksikligi ya da etrafimda paylasacak kisiler olmamasi nedeniyle-, yazarak ve belki de okuyanlarla paylasmakti.
Sonra "here comes the baby!", Selim gelince dunyaya ben de ozellikle Selim'le ilgili yasadiklarimizi unutmamak, ona bir arsiv hazirlamak ve turkiyedeki ailemiz ve dostlarimizla onun gelisimini paylasmak amaciyla ona da bir blog kurdum.
Evet, yaptim; pisman degilim ;)
Blog dunyasi kendimi ifade etmenin yanisira pekcok iyi dost kazandirdi bana; onlari okumaktan, yasadiklarini- yasadiklarimizi paylasmaktan, verdikleri destekten cok mutlu oldum hep.
Bir dost da kaybettim bu yuzden; zaten bitecek bir dostlukmus, bir link vesile oldu bitmesine, ilginc ama gercek...
Iste boyle; herseyde oldugu gibi sorumlu bir sekilde yazmak ve okumak gerekiyor bloglari.
Velhasil asagidaki ankette benim oyum "d" secenegine oldu.
6 yorum:
Katılıyorum yazdıklarına. Daldan dala atlamak gibi bir şey bir blogtan ötekine geçmek. Bazen benim de anlayamadığım gereksiz bloglar oluyor. O yüzden ne okuduğun önemli galiba.
Haklisin sevgili curly; aslinda bu analojiyle yazdiklarimiz da bir o kadar onem tasiyor sanirim ;)
Sevgili Sümüklüböcek!
Sevdiğim bir arkadaşımın linkleri arasında olduğunuz için okumaya başladım sizi. Bence, bu yöntemi kullanıyoruz genellikle:Ya ilgimizi çeken bir bloga yorum yazan bir başka blogerı izlemeye başlıyoruz, ya da zaten tanıdığımız birinin sürdüğü izlerin peşinden gidiyoruz. Doğrusu, insanlar arasındaki bu yeni iletişim kurma yönteminin nerelere gidebileceğini merakla bekliyorum. Tıpkı, bu postunuza yazdığım şu yorum gibi :)
sevgili ekmekcikiz -lakabin "kibritci kiz" masalini animsatti bana, kibritleri yakip isinmaya basladigi kisma gelince dayanamaz aglardim ben; herneyse- hosgeldin!
sanirim en saglam yontem bu: referansla blog izlemek yani ;)
bunun nerelere gidecegini ben de merak ediyorum; yuzyuze tanismak istedigim blog arkadaslarim var ornegin...
ben de d sikkini isaretlemistim en mantikli cevap oldugu icin:)
senin blogunu okumaya bana yorum yazinca basladim,ama dogrusu neredeyse hic blog okumuyorum ben.
kendiminkine yazmaya ancak yetisiyorum.benim baslamam da arkadaslarima cok yazip baslarini agritmak ve posta kutularini doldurmak yerine isteyen yazdiklarimi okusun diye oldu.
cok keyif aliyorum blogumdan,yazmazsam eksik kaliyor birseyler sanki,ama ben zaten 10 yil duzenli gunluk tutmus biriyim:)
Oysa, ben "ekmekçikadın"dan daha neşeli olsun diye "ekmekçikız" demiştim kendime. Çünkü, benim çocukluğumun en acıklı Türk filimlerinden biriydi "Ekmekçi Kadın".(Yıldız Kenter'in başrolünde oynadığı bir film.)
Ekmekçilik ise elimle yoğurup ekmek yapmaya merak salmaktan gelen bir durum...
Yorum Gönder