Pages

2 Eylül 2014 Salı

Hüzün, terketmeyen sevdam benim...

Kafka, Milena'ya mektuplarda şöyle der: "Ama üzüntü demek: gece gündüz, uykuda olsun, uyanık olsun, vücuduna saplanmış bir oku taşımak demek. Çekilir şey değil bu."
Ben buradaki "üzüntü" kelimesini "hüzün"le değiştiriyorum, gerisi tamamen aynı. "Bu çekilir şey değil" demiş Kafka, ben çekiyorum, hatta çekmek demek yanlış olur, Hüznü hep bir ruh ikizim gibi benimsiyorum, "embrace" diye güzel bir kelime vardır İngilizce'de, -12 yıldır İngilizce konuşulan bir memlekette yaşayınca insan ne kadar doğru bulmasam da İngilizce de düşünmeye başlıyor- hüznü embrace ediyorum :)
Bir zamanlar yazmıştım buraya: 
"Hüzün, terketmeyen sevdam benim" diye, 
Hüzün, terketmeyen sevdam benim
Ruh ikizim, can yoldaşım
En mutlu olduğumu hissettiğim anlarımda omzuma elini koyup bana gülümseyen, varlığını bir an olsun bile unutturmayan gerçeğim. 
Hüzün, beni gerçekten seven tek aşkım!

Hiç yorum yok: