Pages

2 Eylül 2014 Salı

Bugünler de geçecek

Söz vermeyeceğim; yok, daha doğrusu yapamayacağım sözler vermeyeceğim ki blog yazmak bunlardan biri oldu. 
Sonradan, ah neydi o günler (!), diye gülerek anacağımızı ümit ettiğim günler yaşıyoruz. 
Boston'dan taşındık, Güneybatı Virginia 'da biryerlerde, hiç görmeden kiraladığımız evimize geçinceye dek, bir otel odasında ikamet etmekteyiz. Çocuklar bu odadan okula gidiyorlar, bu odada yemeklerini yiyip ödevlerini yapıyorlar. Bu odadan ilkokulun ilk basamağı olan Kindergarten'a başladı  Kerem, bu odada yeni yeni adım atma çabalarında olan bebiş oğluşun yürümesi muhtemelen bir-iki hafta daha geriledi. 
Bu odadan ben yeni başladığım işe , Seb de 220 km ötedeki yine yeni işine gidip geliyor. İşin ilginci bu bir senelik olduğunu bildiğimiz maceraya gönüllü çıktık biz, kimse zorlamadı... O yüzden şimdilik yorucu olsa da, memnuniyetsiz olabileceğimiz konular olsa da şikayet yok. Hele hele yaz günü cıvıldaşıp dondurma almaya koşacak çocukların cansıZ bedenleri dondurma dolaplarında yatarken şikayete hiç yüzüm yok. 
Hayat kar altında kalan bahar diyordu ya bir şarkıda, bugünlerde sıklıkla öyle hissediyorum ben de: Hayat kar altında kalan bahar...


Hiç yorum yok: