Hoş bu his, herşeyi ve herkesi ardımda bırakıp melekler şehri'ne gittiğimde, hatta gitmek için yola çıktığımda yine benimle olacak ama belki de yolculuk, yapacağım sunum, yoğunluk derken fazla hissetmem belki de, ya da wishful thinking dediklerinden benimki, hissetmemeliyim...
Coelho'nun "adultery" sine başladım dün. Coelho'yu İngilizce okumayı daha çok seviyorum. Romanın baş karakterinin hissettikleri benimkilerle öyle aynı ki, ilerlemeye korkuyorum sanki kitapta. Bazen duygularım beni korkutuyor...
Akl-I Sümüklü nün devralması iyi oldu. Zira o kadar çok şey var ki yapmam gereken... Hele de iş konusunda... Şu ana kadar minimum Zorunluluklarımı yerine getiriyordum, ancak bu şekilde gitmesi çok zor işlerin, kendimi aşıp babam da buradayken hızlı bir çalışma temposuna girmem lazım. Kim demiş hayat kolay diye, yaşamak zor zanaat vesselam!
Şimdi kitabıma kaldığım yerden devam ediyorum, işler için yarınım var dolu dolu...