Pages

19 Ekim 2009 Pazartesi

Belém

Dun Lisbon merkeze yakin tarihi Belém beldesini ziyaret ettik. Burasi gercekten de Lisbon'un icine gore daha tarihi duruyor. Not etmek gerekirse Lisbon gordugum diger avrupa sehirlerine gore yeni binalarla dolu bir sehir. Bu acidan da Turkiye'ye benziyor aslinda. Onlar da bizim gibi eski binalari yikip yerine yeni beton apartmanlarla doldurmuslar her yeri. Bu acidan Belém beldesi cok daha eski ve tarihi duruyordu.
Benim Belém'de gormeyi ilk hedefledigim sey elbette ki 1800'lerin ilk yarisindan beri hizmet veren pasteneyi gormek ve pastalarindan tatmakti :). Ancak bu beldede elbette gitmisken birbirine cok yakin yurume mesafelerinde olan Jeronimos manastirini, "Padrão dos Descobrimentos"u -monument to discoveries- ya da kesifler icin yapilmis olan heykeli, ki sanirim bu heykel en onemli turist ziyaret merkezlerinden biri cunku bildiginiz gibi -hadi bakalim ortaokul-lise bilgilerimizi tazeliyelim Prince Henri'nin destegiyle Vasco da Gama -Hindistan'a giden deniz yolunu bulan-, Bartholomeu Dias -Umit Burnu'nu kesfeden-, Ferdinand Magellan -Sili'nin guney burnunu kesfederek dunyayi deniz yoluyla dolasan ilk denizci- bu Belem limanindan acilmislar kesiflerine. Bu sekilde bakinca ayri gorunuyor Belem beldesi insanin gozune. Burada yine not etmeliyim ki tum bu kasifleri mali acidan destekleyen Prens Henri'nin kendisinin hic denize acilmamis olmasi ayrica ilginc elbette. Bir de sehrin en cok fotograflanan binasi -ne ilginctir ki ben yakindan fotosunu cekmedim :)- Belem kulesi var -Tower of Belem- burada. Diger fotograflari koyacagim ama Belem kulesinin zeten yakin fotosunu cekmedigim icin internetten buldugum bir fotoyu ekliyorum:



Burada Turkiye'de de olan Dia marketlerine ugrarsaniz -TR'de DiaSa saniyorum- uzerinde Turkce yazan pekcok sey bulmak mumkun. Zannediyorum Dia Ispanya, Portekiz ve Yunanistan'a ayni urunleri yapiyor.

ABD'den Turkiye'ye ya da herhangi bir ulkeye gittiginizde ilk dikkatinizi ceken seylerden biri sigara icenlerin coklugu oluyor. ABD'de sigara icenlere pek sik rastlamadigimiz icin bu encok rahatsiz oldugumuz, hele de bebekle birlikte, konulardan biri. Bir de gordugumuz kadariyla burasi ABD'ye kiyasla hic de "kid friendly" olmayan bir yer. Arnavut kaldirimi yollarinda puset cok zor suruldugu gibi hemen hemen hicbir kaldirimda puset ve tekerlekli sandalyeler icin yokuslu inis cikislar yok. Pusetle gercekten yururken cok zorlaniyorsunuz. Bir de -yine ABD'den farkli olarak- etrafta pek cocuk/bebek goremediginiz icin insanlar kapilari acarken, siraya girerken vs pek de yardimci olmuyorlar :(((.

Gozlemledigim bir diger konu her yerde -duvarlarda, bina duvarlarinda, kopru duvarlarinda, trenlerin ustunde vs vs vs graffiti'lerin coklugu. Cidden cok fazla dikkatinizi cekiyor ve goz kirliligine sebep oluyor. Yukarida bahsettigim unlu heykelin bir ucunda bile graffiti gordugumu ve "artik pesss!" dedigimi soylemek istiyorum!

Etrafta ayni TR'deki gibi cingene asilli dilenciler var. Devlet sirf cocuklarini dilendirmesinler, okula gondersinler diye cingenelere ayda 400 euro yardim yapiyormus ogrendigim kadariyla. Zannediyorum cingene nufusu Avrupa'nin bazi ulkelerinde onemli bir sorun. Universitede tanistigim bir Cek arkadasim Cek cumhuriyetinde de cingenelerin bir sorun oldugunu soylemisti yillar once. TR'de de ustu basi biraz duzgun olmayan biri gorse "bu cingene mi?" diye soruyordu hemen :).

Lizbon ustune gozlemlerimizde tekrar bulusmak uzere efendim...

Obrigado -Tesekkur ederim ;)

1 yorum:

a_y_s_e dedi ki...

biz de obrigado efendim. hem mim icin, hem de tanitim icin. Ben Portekiz'e gitmedim, ama ozellikle Litvanya ve Polonya icin ayni seyleri soyleyebilirim. Cek cumhuriyeti daha friendly gelmisti bana. tabi yine de arnavut kaldirimlari falan vardi, ama o da tabii eski sehirler olmasindan kaynaklaniyor... Opuyorum. Dikkat ediniz kendinize..