Pages

6 Şubat 2008 Çarşamba

Gozlerimi bu dunyaya kapatmadan yapilacaklar listesinden bir madde

Yapmak istediklerim listesinde o kadar cok sey var ki, ne kadarini tamamlayabilecegim acaba gozlerimi bu dunyaya kapattigimda?
Bunlardan bir tanesi ise kitap yazmak :))) Hos, bir tane ciltli tez kitabim var bir kenarda, su asirma (intihal mi diyorlardi?) tezlerden de degil hem de, herseyini, o cok sikici formatina kadar bizzat kendi yazdigim tezim, ikinci cocugum :). Ama benim listemdeki kitap o degil. Benimki basmaya degecek bir roman yazma istegi. Her roman okuyusumda "ben de, ben de yazmak istiyorum" dedirten bir istek.
***
Istek var ama yetenek yok :)
Bence yazar olmak calisma oldugu kadar yetenek isi cokca da. Yetenek diyorum cunku o cumleleri bir araya getirmek bambaska birsey.
Dun elimde okudugum romanda o kadar cok emek farkettim ki istegim olmasina karsin hicbirzaman bir roman yazamayacagim da dank etti kafama. Emek gozlemden ve bu gozlemin okuyucuya aktarimindan geliyor. Bir kuafor salonunu ornegin oyle yazmis ki yazar kisi kendinizi o anda o kuaforde bekleme koltuklarinda bulup etrafi gozlemliyor sanirsiniz. Iste ben bunu hicbir zaman yapamam.
Hep bir eksik vardir benim anlatimimda, ozellikle de sifatlari kullanmamda. Sifatlari kullanamam ben, kacar benden sifatlar sanki iskence ederim ben onlara.
Kapi derim ornegin, anlamasini isterim tek bir "kapi" deyisimden karsimdakinin o kapinin tahta, mavi, boyasi yer yer dokulmus, metali kuflenmis bir tokmagi ve bu tokma ga asilmis uc tane kucukten buyuge dizilmis, birbirine bagli bir cingiragin oldugu ege'deki bir koy evine ait bir kapi oldugunu.
Sonra cumlelerim de cok devriktir. Turkce dilbilgisi derslerinde cok zorluk cekmemisimdir ama bu yine de degistirmemistir ozne, nesne, ve yuklemden olusan siralamayi hep kulakardi etmemi.
Zordur benim icin birseyi anlatmak, hani tam kafamda kurguladigim sekliyle anlatmak.
Gunluk hayatta da cok konuskan olmamam da bu yuzden galiba. Nasil olsa anlasilmiyorum diye dusunuyorum belki de kafamin arkada bir kosesinde.
Iste bu sebeplerle ben bir roman yazamayacagima karar verdim yine dun aksam. Bu karari verdim ya artik zamanidir kafamda dolasip duran roman olmayi bekleyen kucuk hikayecikleri silip atmanin.
Ve elbette gozlerimi bu dunyaya kapatmadan yapilacaklar listesinden "roman yazmak" maddesinin ustunu karalamanin.
Not: Karalamak dedim de bu islem tukenmez kalemle degil yazmaktan iyice kuculmus bir ucu olan tepesindeki silgi isirilmis ve metali egilmis bir kursun kalemle yapilacak. Ama ben sadece kalem diyecegim ona, bilmem anlatabildim mi?

3 yorum:

Ekmekcikız dedi ki...

Yok yok, karalama o maddeyi lütfen.
:)
Roman olması şart mı?
Yazmak istiyorsun madem, başka metinler yazsan. Öykü olabilir, şimdi hepimizin yazdığı şu sanal dünya olabilir...
Eminim bulursun.:)

Kuaybe dedi ki...

Şimdi birşey diyeceğim inanmayacaksın Sümüklücüm.. Ben senin aslında çok da güzel bir roman yazacağını düşündüm bu yazıyı okuyunca.. Hem de "yazar" sıfatı altında bulunan birçok kişiden daha güzel.. Ben o kpaıyı aynen senin gibi gördüm mesela ve küflenmiş metal tokmağını çevirip oradan görünenleri de okumak isterdim.. Gerçekten..

( Ayrıca not: Bu çok güzel bir sobe konusu olmuş kardeş.. Ölmeden önce tamamlamak/yapmak istediklerimizin listesi :) )

sumuklubocek dedi ki...

Bilmem ki... Sevgili ekmekcikizcigim takmisim kafama roman olacak diye, aslinda kucuk kucuk baslamak lazim degil mi?
***
Kuaybecigim notunu okuyunca cok guldum, cunku ayni seyi ben de dusunmus ve simdi ciddi bir yazi yazdim arkasindan sulandirmayayim bari diyerek vazgecmistim :)))