Pages

23 Şubat 2005 Çarşamba

Huzun... pesimi birakmayan dostum benim

"huznun sayisiz tonu, bircok yuzu vardir. cicekler, kuslar ve ruzgarlar gibi..."*
Gariptir ki ben pek cok olayda, nesnede ve cevrede, genelde insanlarin mutlu oldugu yer ve durumlarda mutluluk yerine huznu yasamisimdir hep.
yolda oynayan cocuklara bakip "zavalli cocuklar, buyuyecekler ve dunya ne buyuk mutsuzluklar yasatacak onlara" diye, bir kediye, kusa bakip "actir, aciktir ve yalnizdir"diye, cevredeki insanlara bakip "ne kotu, ne huzunler, uzuntuler yasiyorlardir kimbilir" diye huzunlenip, uzulme kapasitesine sahibim.
Oysa ki, in reality, cocuklar mutludurlar dertsiz, tasasiz, umursamazca oyun oynuyorlardir, tek dertleri belki de bir dahaki oyunda ebe olmamak, gol yememek vs dir, kuslar ve kediler mutludurlar ozgurce sokaklarda kosup dolasip oynadiklari icin, ve insanlar da uzuntulu degildirler hic, ya da umursamiyorlardir.
Ama gariptir iste boyle dusunmek yerine tam tersini, huznu dusunup aglayip sizlayabiliyorum ben.
Bir yonden de huznu dusunmenin verdigi "ozel"likten keyif aliyorum belki de icten ice. Ama bu tip dusuncelerin "depresyon" hastalarinda daha yogun oldugunu bilmek bir yandan bu ozelligu yok ediyor aslinda...
Bilmek guzel, bunun bir rahatsizlik oldugunu bilmek guzel boylece garip degil ama normal de degil de "farkli" oluyor insan. Ve bu duygulardan, aslinda "huzun"den sikildiginda biliyorsun ki bu bir hastalik, hem de caresi olan bir hastalik ve yine biliyorsun ki ikibinlerin psikoloji bilimine gore sen hastasin, ve hep hastaydin sumuklubocek. (Bu arada Erasmus'un Delilige Ovgu'sunu referans gostermek istiyorum ;) )
"Insanoglunun tum zincirlerinden kurtulmasini ve salt ozgurluge ulasmasini saglayan delilik degil midir?"

Not: kopuk bir yazi oldu galiba, olsun; long live Erasmus!



*Yilmaz Guney

Hiç yorum yok: