Pages

30 Temmuz 2010 Cuma

yazmadigim zamanlar

niye boyle yaptim bilmiyorum.
bazen yogunluktan bazen de miskinlikten ve bazen de belki de hic canimin istemeyisinden biraktim blog yazmayi ve okumayi bu aralar.
oysa ki yazmak iyi geliyordu bana.
yazmak ve paylasmak...
yazmayinca daha yanliz hissettim kendimi.

yalnizca bu da degil elbette... bir de unutulmamasi gerekenler var, zaman geciyor, yasananlar yasaniyor ve bir kenera yazmayinca unutulmaya yuz tutuyor yasananlar. ozellikle de Selim ve Kerem'le yasananlar.

Dun ikinci defa Kerem'in agzindan bocek cikinca, 'tam blogluk bir olay' diye gecirdim aklimdan. ve 'en azindan bunu yazmaliyim' dedim Sebo'ya. Evet, en sonda yazmam gerekeni simdi yaziyorum: Kerem bocek yiyiyor!!!
Dun iki tane ugur bocegi kabugu cikti agzindan, herhalde govdelerini yedi :))), daha once de ben yerden baska bir bocek alip yedigini gormus son anda cikartmistim agzindan.
Simdi o buldugunu agzina atma caginda ya, bu "buldugunu" olayini abartti zannediyorum.

Bu yazmadigimiz surede ne yaptik?
Oncelikle hayatimizdaki buyuk olay olarak tasindik. Bu arada ABD'de ev bulmak, ve alabilmek- almak demiyorum, zira evi begenseniz de acik arttirma gibi bir durumdan gectiginiz icin begendiginiz evi alamama durumunuz olabiliyor- konusunda ayri bir post yazmaliyim, ev almanin a'dan z'si gibi bir baslik da iyi durur hani ;).
yeni evimize gectik, yaz doneminde olmanin verdigi luksle her gun bir eksik gedik tamamliyoruz. Bunlari tamamlarken yeni seyler de ogreniyoruz, boya yapmak, musluk degistirmek gibi. Ben ozellikle boya yapmayi sevdim, onumde Selim ve Kerem'in odalarini acik maviye boyama projesi var ornegin ;)

Yeni eve tasinma, eve esya alma, cocuklarla ilgilenme, konulari yetmezmis gibi bir de online mba dersi veriyorum bir tane, onu ustume aldim, bu nedenle bu yaz icinde iki kere michigan'a gitmem gerekti. bir gidisi haziran sonunda yapmistim, onumuzdeki hafta hic istemeyerek tekrar gidecegim. istemiyorum cunku ozellikle hala emerek uyuyan Kerem'i huzursuz etmek istemiyorum.

Evimizin bahcesine tasinir tasinmaz domates ektik, simdi henuz yesil olan domateslerimizin kirmiziya donmesini sabirsizlikla bekliyoruz, neyse ki havalar baya sicak gidiyor bu yaz ve bolca organik domates yiyecek olmayi ve belki de Esra'nin tarifiyle domates salcasi bile yapabilirim, umitliyim ;)

Bu arada son iki haftadir Kerem beyimiz guzelce yurumege basladi. Ha yurudu yuruyecek derken sonunda cesareti buldu kendinde, simdi ise hizli ve paytak adimlar atiyor Kerem canimiz.

Selim canimiz iyice kendi halinde bir abi havasina girdi. kendi istekleri, begenileri, arkadaslari var artik. Cok arkadas canlisi, her gittigi herde hemen bir arkadas ediniyor ve sahipleniyor. Bu durum bazen benim hosuma gitmese de- cunku park vb gibi public yerlerde cocuklar dolayisiyla bende baya bir "anne"yle iliskiye girmek zorunda kaliyorum ki bu pek de favorim olan birsey degil ;)

Cidden yazacak cok sey birikmis ancak ben hem degisen blogger'a bir goz atmak, hem de bazi settingleri degistirmek amaciyla simdilik "kisa" bir sureligine buradan ayriliyor ve sizi bu aralar resim cektirmekten hoslanmayan Selim ve oyuncu Kerem'le basbasa birakiyorum ;).


*****


2 yorum:

a_y_s_e dedi ki...

cekme annesi, cekmeeee....

Kerem ne kaddar buyumus! ya bi yasina geldi inanamadim.

opuyorum.

sumuklubocek dedi ki...

Evet Aysecigim, kocaman oldu gercekten. Hem kocaman hem de bir karakter oldu ki sorma...

sevgilerimle...