Simdiki evimizden genel olarak memnun olmamiza karsin bulundugumuz semtten memnun degiliz bir, cok katli apartman olusu ve cevresinde pek oyun alani olmayisi sebebiyle Selim icin pek uygun bir yer degil iki. Bu nedenle yaptigimiz arastirma sonucunda bol yesillikler icinde ve benim ve Selim'in (Selim de benim universitenin kresine basliyor eylul ayinda) arabayla rahat bir sekilde okula gidebilecegimizden dolayi -burada devamli metroyla okula gidip geliyordum, bir sure sonra cidden cok yorucu oluyor- resimlerini gordugunuz evlere tasiniyoruz. Evlerin en sevdigim yani iki katli olmasindan dolayi ozel alanlar olan yatak odalarinin ustte kamu alani sayabilecegimiz oturma odasi ve mutfak vb gibi yerlerin giris katinda olmasi. Ve elbette bol yesillik ve Selim'in gonlunce kosturabilecegi ve benim de bu arada oturup bir yandan kahvemi yudumlarken bir yandan Selim'e goz kulak olabilecegim ortak bahce alanlarinin olmasi.
Hos, yeni bir yere tasinmak her ne kadar heyecanli olsa da bu tasinma telasi neredeyse her seneye bir tane denk dustugunden beni bedenen cok olmasa da kafaca cok yoruyor. Artik bir yere tam olarak yerlesmek istiyorum. Bir yere tam olarak yerlesmedikce aidiyet duygum da kayboluyor. Insan bir yere ait hissetmeyince kendini de boslukta kaliyor cok. Eger kafayi takarsaniz depresyona bile goturebilecek bir durum. Uzun zamanli plan yapamiyorsunuz ornegin; ya da begendiginiz bir esyayi alamiyorsunuz. Aman buyuk olmasin, aman tasindigimizda kolay olsun misali...
Biz bir sure daha boyle gocebe olacagiz galiba... Soylemis miydim Sebo da Boston'dan arabayla 4-5 saat uzakliktaki bir universitede calismaya basliyor. Her ne kadar Sebo siklikla buraya gelip gidecek olsa da bir sure "single mom" olarak surdurecegim yasantimi. Ne kadar bu durumu surdurebilecegiz bilmiyorum; hayirlisi demekten baska bir sey yapamiyoruz simdilik.
Bugun burada da hayret de olsa sicak bir gundu. Selimle akvaryuma gittik yine. Gidis yolumuz Faneuil hall civarindan gecerek, Selim'le yuruyus modunda yavaaas yavaaas gittigimiz icin cok keyifli gecti. Selim sokak calgicilarindan tutun da cesitli dukkanlara kadar takildi. Hos akvaryuma girdigimizde coktan yorulmus olmasinda karsin baliklar ilgisini uyanik tuttu. Yalniz donusta akvaryumun hemen yanindaki metro duragini gorup "buradan, buradan" diyerek beni metroya sokmasi trene biner binmez uyuyacagini bildigine isaretti galiba :).
Her disariya ciktigimda sasiriyorum bu sehirde ne kadar cok Turk oldugunu gorerek. Yine hem akvaryumda hem de metroda Turkce konusan insanlarla karsilastik. Sasirmamin sebebi Dallastayken kendi gorustugumuz cevre disinda pek fazla Turk'e rastlamiyor olmamiz. Bazi yurtdisinda yasayan Turkler sebebebini anlamadigim sekilde etraflarinda Turk olmasindan rahatsiz olsa da benim hosuma gidiyor hic beklemedik bir anda Turkce duyup kendi insanimizi gormek. Bu da boyle bir not olsun bakalim ;)
2 yorum:
Nihayet "hoşgeldiniz" diyebiliyorum :))
Aramıza yeniden hoşgeldiniiiiizzzz...
Aşağıdaki her iki yazının da fotoğrafları harika.. Sanatsal çalışmalarına bayıldım.. Civcive ayrı bir bayıldım :))
Taşınma işinde kolaylıklar diliyorum İremcim.. Belki biraz zor olacak yine ama ev o kadar güzel görünüyor ki benim bile oraya taşınasım geldi :)) İnşaallah kolayca halledersiniz..
NOT: Bizim şifreli yayın da devam ediyor :))
Sagol canim!
Evi ozellikle de cevresindeki yesil alanlar icin begendim ben de.. Selim icin iyi olur diye dusunuyorum.
ama ben sizin sifreli yayini goremiyorum???
Yorum Gönder