Yok, yemeyecek gibi; onunde pizza ama gozler baska yerlerde. Aaaah, ah! hani oglum actin sen???
Tamam anne ya, tamam hadi bakiyorum sana simdi cek bari... Ne o oyle tum gun kosturdun arkamdan, iyi iste akilli uslu bir poz veriyorum bak ;)
Ev arama donemine giriyoruz.
Ev aramanin kendisi zor bir is; hele de hic bilmediginiz bir yerde ev bakacaksaniz eger isler daha da zorlasiyor. Ayni ulkenin icinde olmasina ragmen farkli eyaletlerde prosedurler de farkli; bir de onlari ogrenmeniz gerekiyor. Bu amacla Mayis ayi ortasinda Boston'a gidecegiz ailecek :-). Ama birkac hafta oncesinden nerelere, hangi tip ev/apartmanlara bakacagimizi belirlememiz gerek; hicbirsey bilmeden boyle birseye baslamak gercekten zor. Boston'da pek tanidigimiz da olmadigi icin es, dost, arkadas tavsiyesi gibi seyler de cok fazla islemiyor. Umuyorum ki icimize sinen bir yer buluruz. Yeni bir yasam baslayacak hepimiz icin bu yuzden heyecanliyiz ama ille de zorluklarini da yasamak gerekiyor iste boyle.
Umuyoruz ki cok fazla aci cekmeden bu isi halledip geliriz!
Yok, yasta degilim ama bu parcayi cok begeniyorum. Ferhat Gocer'i bilmiyordum taa ki teyzecigimin Selim icin gonderdigi paketin icinden cikan Ferhat Gocer imzali Cd'sini alana dek. "Turkiye'den Sumuklu'ye sevgiler" diye imzalanmisti Cd. Sonra dinledim, siklikla arabada dinledim ve genelde begendim dinlediklerimi. Ama bu parca baska bir etkiledi beni; icimden birseyler eridi gitti sanki. O kadar ki agladigim bile oldu dinlerken -evet, biliyorum cok arabesk bir durum!-. Sebo bile dalga gecti "olen, bilmedigimiz bir sevdigin var galiba" diye.
Yok, ama oyle iste...
Karikatur Piyale Madra'nin sitesinden alinmistir.
Cenebaz hanimcigimin sobesini ucu ucuna yakaladim; yazma derdime derman oldugunu itiraf etmeliyim.
Once sorularla baslayayim, yemek tarifleri -begenir misiniz bilmem ki?- sonraya -yani yazinin sonuna- kalsin ;)
1.1 Daha önce yaşadığınız 3 şehir:
Malum yanda da linkleri olan sehirler: dogup buyudugum Aydin ve hep bir ayagimizin oldugu Izmir, universite okudugum Istanbul, calisma hayatimin bir kismini gecirdigim Denizli...
1.2 Tatil için gittiğiniz, gördüğünüz ve önermek istediğiniz 3 yer
Kesinlikle Kalekoy! cok severim, ve anilarini basucumda tasirim hep!
Yanibasimizda, ama pek unutulmus huzunlu bir yer Gokceada!
Bir gun, mutlaka orada deniz kiyisinda bir evim olsun istedigim Eski Foca!
Carpik yapilasmaya kurban vermemize ragmen hala guzel buldugum, buyudugum mekan Kusadasi da burada yerini almali bence ;)
1.3 Yaşamak istediğiniz (görmediğiniz olur) 3 şehir
Ben bunu "gormek istediginiz" 3 sehir seklinde alacagim ve hemencecik siralayacagim:
2.1 Şu an ki mesleğiniz nedir?
Simdilik asistan ve ogrenci -son demlerimdeyim- ha gayret!
2.2 Dünyaya yeniden gelseydiniz , hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Akademisyenligi seviyorum, ama hani cok farkli bir alanda hangi meslek derseniz ressam olmak isterdim. Yine yalniz calistigin ve sosyal dunyadan uzak bir meslek paklardi beni yani... insanlarla ugrasmak zor zanaat -aaa, bi dakka ben de ogrencilerle ugrasiyorum, bak bunu unutmustum!
2.3 Kesinlikle ben yapamazdım dediğiniz meslek nedir?
Bunu hic dusunmemisim, ama oyle insanlarla ic ice meslekler cok bana gore degil sanirim. Bak simdi dusununce hicbirsey gelmiyor aklima; dunyada meslek mi kalmadi ne. Her isi yaparim abi :P... Haaa, buldum "balerin" olamazdim kesinlikle, bana gore cok "disi" kaliyor :)))
3.1 Yaşam felsefenizi oluşturan sözlerden biri
Calisan kazanir, elmasi kizarir ;)
Isildayan demir pas tutmaz
Sakla samani gelir zamani -yok, bu olmadi... ama "kirli cikin" olabilirim zaman zaman...
Mart kapidan baktirir, kazma kurek------- Yok, yok bu hic degil :))) ama bu aralar Dallas'ta bu ozlu sozumuzu yasiyoruz, bu aksam bir firtina bir firtina, yagmur, soguk vardi ki sormayin!
3.2 Bir kitaptan alınan çok sevdiğiniz bir cümle veya paragraf veya bölüm
Cok cizerek okurum ben kitaplarimi. Bir de sevdigim bir yazarin her kitabini okurum mutlaka, gerci bu ogrencilik zamanlarimda arastirma makaleleri kitaplarin cok onune gecti bilmem ondan midir oyle pek ozel bir alinti gelmiyor aklima ama Rosemunde Pilcher'in "Eylul" adli romaninin huzurlu, sakin ve bana "oradaymisim" hissini veren giris paragrafini guzel hislerle animsadigimi belirtmeliyim. Kitabi nadir okudugum bir tur olmasina ragmen cok sevmistim, tekrar tekrar okumak isterim hatta...
3.3 Çok sevdiğiniz bir şiirin bir parçası
Genelde siir okumayi pek beceremiyorum ben. Siir sevmek de emek istiyor sanirim, bu emegi vermedim ben siirlere, o yuzden pek aramiz yoktur -gerci siir defterim vardi bir aralar sevdigim siirlerin yazili oldugu. Ama bu var ornegin, unutmadigim bir siir:
Sende, ben,
Kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende, ben,
Kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi
Dalmak gözlerine ve
Aç ve öfkeli,
Ve bir avcı istilasıyla etini dişlemek senin.
Sende, ben,
İmkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil....
***
Bu misralarin yasattigi duygu yogunlugundan sonra, duralim, nefes alalim...
Ve Bu sobe sayesinde hic yapmayacagim dedigim bir seyi yapip 3 yemek tarifi yazalim bakalim.
Ozellikle Selim de olunca yemeklerin kolay ve besleyici olmasina ozen gosterdigim icin ilk tarifini verecegim corba klasik mercimek corbasi sinirlarini asacak.
Sutlu Merci
1 bardak mercimek, 1/2 bas orta boy sogan, 1 havuc, 1 kabak, 1 patates: ustlerini biraz asacak kadar suyla dudukluye konur, pistikten sonra icine yarim yemek kasigi tereyagi, 1 bardak sut ve bir cay kasigi tuz konularak el blendrindan gecirilir ve bu lezzet yumagi mideye indirilir, Selim'in sevip sevmedigine bilhassa dikkat edilir, sevdigi anlasildiktan sonra bundan sonra yapilacak yemekler listesinde baskoseye oturtulur :)
Ikincisi cok kolay, sumuklu isi bir tarif; adi da kolay musakka olsun, hatta bugun yaptim bu aksam yaninda pilavla yedik.
1/2 bas buyuk sogan -sogan buyuktu gercekten-, 2 dis sarimsak, 1/2 cay bardagi zeytin kagi: kavrulur,
kavrulan karisima yarim cay kasigi karabiber, bir cay kasigi tuz eklenir ve tercihe gore 100-250 gr. kiyma konur, kavrulmaya; kiymalar oldurulmeye devam edilir. Onlar kavrulurken diger yandan 5-6 adet patlican kucuk kucuk kup kup dogranir ve kiymali soganli harca eklenir, 1-1 bucuk bardak su da eklenir, kapagi kapatilip pisirilir ve tum yemek topu topu yarim saatte piser ve size musakkanin, ve karniyarigin lezzetini kizartmadan kaynaklanan ekstra kaloriler olmaksizin verir, sonra da sumuklu'ye tesekkur edilir ;)
bir de her daim makarnalara sebzeli sos yapmaya calisirim, en son yaptigim ve lezzetinden parmaklarimizi yaladigimiz makarnaya karistirilan sebzeli harcta yine yarim bas sogan, iki havuc rendesi, iki yada uc kabak rendesi, yarim cay bardagi sivi yag ve biraz karabiber ve tuz bulunmaktaydi. Hepsi pisince makarnaya ekledim ve cok guzel ve hafif bir lezzet katti!
Eh simdi "sumuklu'den pratik tarifler" diye bir blog mu acsam ne; "aaa suna bak, iki -pardon 3 tarif yazdi diye blog ascisi sandi kendini!" demeyin sakin; benimki "nacizane" ascilik ;).
Yalniz burada taze domates pahali bir malzeme oldugu icin genelde domatesten kisilmistir -dileyen ozellikle kolay imambayildi'ya ekleyebilir ;)
***
Ohhhhh, bitti! Sanirim sureyi de asmadan yazdim, son anda gordum sobelendigimi, neyse ki ustumde kalmadi...
Saka bir yana ben cok zevk aldim bu ebe-sobe'den; her maddeyi buyuk bir zevkle cevapladim; iyi geldi bana. Tesekkurler sevgili Cenebaz!
***
Sobelesem, sobelesem, kimi sobelesem?
Eger katilmak isterse, Sevgi'yi sobeliyorum ben; onun da ilk blog dunyasi sobesi olsun bu ;)
durup, durup dinlenilesi bir sarki...
zuhal olcay'in yorumunu da dinledim ama orijinalini cok daha begeniyorum. bulent ortacgil'in de yorumuyla evet, bence de bir basucu sarkisi...