Pages

30 Ekim 2006 Pazartesi

Selim'li bir gezi, Selim'le ilk gezi

Bu hafta kisa bir Texas turu yaptik annemlerle birlikte. Selim'in ilk uzun araba ile yolculuk deneyimi oldu bu (27-28 Ekim 2006 diye gecmeliyim tarihlere). Dallas'in guneyine gittik Texas eyaletinin baskenti olan Austin ve San Antonio hedefli bir geziydi bizimkisi.
Cuma gunumuz gayet rahat gecti diyebilirim -Selim acisindan yaziyorum elbette-. Her ne kadar bu aralar araba koltugunda oturma problemi yasiyorsa da Selim, giderken yol ustunde birkac kere (biri Waco'da, bir digeri de bir benzinlikteydi sanirim) durakladigimiz, ve ilk hedefimiz olan Austin'de birkac saat gecirdigimiz icin pek -degil, hic- miziklamadi Selimcan. Arabada genelde yemek yeme, su icme, biraz oynama ve uyuma periyodu daha sonra biryerleri gezmek icin arabadan ciktigimiz icin pek sikintisiz gecti. Austin'de ise pusetinde keyifle gezdi Selim. Gerci bu aralar pusette de sikilma, fazla duramama sendromu var oglusumun. Genellikle en fazla yarim saat pusetinde durduktan sonra mizildanmaya basliyor, o zaman kucak donemi geliyor; kucakta geziyoruz, eh buyudukce bu kucakta gezmelerin ne kadar kolay(!) oldugunu siz tahmin edin artik. Bu sayede baskent binasini kucakta gezdi Selim pasa.
Selim'in etrafta ses vs olunca emmeme gibi minik bir sorunu var. Bu nedenle emzirmek icin -pompa yolculukta pek ideal bir cozum olmadi- arabayi bosaltip, mumkun oldugunca cevreyi onu etkileyen, ilgisini cekebilecek nesnelerden arindirip, emzirme islemine oyle basladik. Bu arada itiraf etmeliyim ki disler emzirmeyi zorlastiriyor ;). Birkac defe bu sekilde idare ettik.
Otele San Antonio'yu gezdikten sonra gec saatlerde geldigimiz icin Selim uyudu hemen, otelde pek bir sorun cekmedik. Ertesi gun Dallas'a pek mola vermeden donus yolculugu yaptigimiz icin selim araba koltugunda cok cok sikildi. Bu nedenle ara ara tehlikeli oldugunu bile bile araba koltugundan kalkmasina izin verdik cunku gercekten insanin icini parcalayan bir sekilde aglamaya basliyordu. Onun koltukta sikilmamasi icin annemle ben envayi cesit oyalayici sarkilar, oyunlar, oyuncaklar bulmaya calistiysak da Selim bu dort saatlik donus yolculugunda baya zorluk cekti.
Eve geldiginde ise ozgurlugunun tadini cikarmak amaciyla direk oyuncaklarina kostu, ve tum aksam kah emekleyerek, kah ayakta durarak araba koltugunda baglanmayisini kutladi kendi kendine!

5 yorum:

YAGMUR dedi ki...

Ah o araba koltugu! Yagmur nefret ediyor 5dk bile icinde zor kaliyor, seninde dedigin gibi kendini parcalarcasina agliyor bizde mecburen kucagimiza aliyoruz. Annemler bana 20dk uzaklikta oturuyorlar onlara bile zor gidiyoruz, bu hafta sonu Normandie taraflarina gidecektik ama Yagmur'u henuz uzun yolculuklara cikarmadik ve annemlere giderken nasil agladigini dusununce gozum korkuyor.

sumuklubocek dedi ki...

minik yagmur'un annesi: aslinda bizim Selim eskiden ben ve esim onde oturup o arkadayken el mahkum oturuyor ve boyle simarikliklar yapmiyordu. simdi anneanne ve dedesi olunca genelde arka koltukta anneannesi ve ben de yaninda oluyoruz. bizi gordukce oturmama damari daha da kabariyor ve bizden ilgi bekliyor. eger sen de bazi annelerin yaptigi gibi arkaya yagmur'un yanina oturuyorsan seni gordugu icin mizmizlik yapma olasiligi daha fazla; mumkunse yalniz birakmayi denemenizi oneririm. zaten yalniz birakiyorsaniz da yapacak cok birsey yok, alismasini beklemekten baska :((((

yasemin dedi ki...

a cem de ses, tıkırtı, etrafta yürüyen birileri falan olunca emmezdi. ondan başka böyle bebek görmemiştim demek selim de öyle. peki mamalarını nasıl yiyor, iştahı yerinde mi?
2 yaş civarında oturma konusu biraz kolaylaşıyor, 2'yi geçince. bizde öyle oldu umarım siz o kadar beklemek zorunda kalmazsınız. sevgiler.

Rabia dedi ki...

Merhabalar.
Siz güzeller güzeli(maşallah) Selimi anlatıkca aklıma benim Utku geliyor. Sanırım çoğu kişi aynı sorunları yaşıyor. Yalnız olmadığıma sevindim.
Sevgiler.

sumuklubocek dedi ki...

yasemincigim,
selim emme konusunda cem'e cekmis demek ki, bu nedenle en rahat emme ortamimiz gece, gece yarilari hatta!
yemek konusunda cok sorunlu sayilmayiz ama bir gunu bir gunune uymuyor, bazen cok istahli olup verdigimiz herseyi yerken bazi gunler de agzina pek birsey koymuyor, bu zamanlarda anne sutu en buyuk kurtaricimiz.
sevgili titolo- titolo ne demek bu arada, merak ettim?-
bloglarin boyle bir guzelligi var iste, hem deneyimlerimizi paylasiyoruz, hem de birseyler ogreniyoruz; ben seviyorum bloggerligi ;)
sevgilerimle...