Pages

18 Aralık 2007 Salı

Yarim kalmis bir yazi ve...

"Mezuniyet torenim cok guzel ve ozel oldu!
Cuma sabahi hepberaber yola cikip hicbir rotar olmadan ogle saatlerinde Dallas'a varmistik. Burada sifir derece olan soguk havadan sonra indigimizde Dallas'in gunesli havasi bizi biraz carpsa da hersey olumluydu...."
diye baslayan birseyler yazmaya calismisim bundan iki hafta once ve saklamisim ama annemlerin gidisi, donem sonu, bol karli gecen soguk gunler derken kalmis iste oylece yazacaklarim.
Cok birsey de bakamadim bu donemde ama bazi bloggerlarin bloglarini ozel'e almalari dikkat cekici bir gelisme oldu benim icin. Bu konuya hak veriyorum, ve ben de bu nedenle fotograf koydugum oglumun blogunu ozelde tutuyorum.
***
Yazacak elle tutulur birsey de bulamiyorum bugunlerde. Ustumde tatilin miskinligiyle birkac gundur evden disariya adim bile atma istegimiz yok. Biryerlere ( o yerleri gidip geldikten sonra anlatirim) gitme durumumuz var ama ucaga binip gidecegimiz yere inmeden "gidecegiz" diyemiyorum kendime. Bakalim ...
***
Bu arada bir bayram dha gecirdik degil mi? Uzaklarda bayram pek bayram gibi olmasa da biz giyinip kusanip oglumuza degisik birgun yasatmaya calissak da yogun kar yagisi yine bize evimizde sicacik bir bayram gecirtti.
***
Lapa lapa yagan kari cok seviyorum. Bugunlerde cogu erise de gelecek aylara dair umutlarim var.
***
Herkes ozele alirken blogunu, blog yazmanin da bir keyfi kalmadi mi ne???

16 Aralık 2007 Pazar

Ve gittiler :(((

Herseyin bir sonu var elbet...
Anne ve babami yolcu ettim kapidan biraz once; karli, soguk bir gunde ayriliyorlar buradan.
Ayrilislar hep zor ama bu daha bir zor oldu benim icin. Dile kolay tam uc ay bizimleydiler, bize ve en cok da Selim'e baktilar, ellerimizi sicak sudan soguk suya sokmadilar, anne ve baba sicakligiyla sarip sarmaladilar.
Uzun zamandir tek basimiza ayakta olan bizleri simarttilar...
Onlari cok ozleyecegim!

5 Aralık 2007 Çarşamba

Yarindan sonra...


Cuma gunu sabahi buradan ayrilip, hepbirlikte buradaki memleketimize (yani Dallas'a) gidecegiz! Bunun heyecani sardi beni simdiden. Hos, yalnizca bir gece kalacagiz ama tekrar orada olmak iyi gelecek bize, biliyorum ;).
Gidisimizin amaci benim mezuniyetime katilmak -aslolan benim katilmam tabii-. Malesef benim hocam yurtdisinda oldugu icin Sebo ile katilamamistim mezuniyet torenimize. Ama boylesi belki de cok daha iyi oldu cunku anne ve babam da gelebilecekler mezuniyetime boylece. Ben universiteyi bitirirken mezuniyet torenime katilmamayi tercih etmistim. O zamanki sartlar, konular boyle bir ruh haline surukleyi sevdigim okulumun mezuniyetine katilma istegi uyandirmamisti bende. Bu yuzden doktora mezuniyetime ayri bir sevkle katilacagim simdi. Bu yuzden ayri bir heyecanliyim simdilerde.
Mezuniyet anilarini donunce anlatirim ;)
***
Bu arada Boston'da (Dallas'ta hic gormemistim) su cantalar cok moda. Ben begeniyorum ozellikle buyuk modellerini. Anneme gosterdim begenmedi "Turkiye'de bunlarin yuzune donup bakan olmaz, basma gibi birsey bu" dedi burun kivirdi, bilmem, oyle mi?
Ha, niye soruyorum, kendime alsam mi diye karar veremedim cunku...
***
Birsey daha yazacaktim ama unuttum; hatirlayinca artik...
Bu arada gettyimages yakinda benden telif isteyecek!
***
Hatirladim: Pazartesi cok guzel lapa lapa kar yagdi burada! Yagan kar altinda dolasmak apayri bir zevkmis, ilk defa tecrube ettim (tecrube ettim :Turk filmi repligi gibi oldu).

3 Aralık 2007 Pazartesi

Jaws!

Kucuk cocuklarin belli seylere taktigini kendi cocugum olmadan once de farketmistim. Sebo'nun bir akrabasi cocuk yilanlara takmisti ornegin beyaz yilan, bilmemne yilan sunun dili boyle bunun dili soyle diye butun gun yilanlardan bahsediyordu cocuk. Dallas'taki bazi arkadaslarin cocuklari ise dinazor sevdalisiydi; bir arkadasimizin oglu o kucuk yasinda tum dinazor cesitlerini teker teker soyluyor, anneleri de onlari suradaki dinazor sergisi buradaki dinazor belgeseli vs'sine goturecegim diye catliyorlardi. Buyuk konusma- ya da benim icin gozlemleme- demisler Selim de birseylere takti.
Selim'in favorisi kopekbaliklari efendim; onun deyisiyle "cavs". Butun gun kalem elimizde sivri disli cavs(!) ciziyor, youtube'da kopekbaligi ya da shark anahtar kelimeleri girerek arama yapiyor ve cesitli cavs filmleri izliyor, kitaplarda sivri disli cavslar ariyoruz.
Ilk goz agrisi arabalarinin yeri hala ayri ama hayvanlardan cavs'a taktik simdilik, bakalim nereye kadar?

2 Aralık 2007 Pazar


30'a yaklastikca yazacak fazla birsey de bulamiyor insan -hos tam tersi olmali oyle degil mi?-...
Oyle olacagini dusunmuyordum ama 30. yasimi pek de mutlu kutlamayacagim anlasilan. Konu yaslanmak degil gerci, her gecen gun arti birseyler katiyor insana, ruhunu, fikrini zenginlestiriyor. Ama yine de nedendir bilmiyorum, bir baska burkuluyorum 30'a dogru...
***
Sonra dusunuyorum gencecik olenleri, bu gunlerini goremeyenleri, sevdikleriyle birlikte olmalari mumkun olamayanlari, benim elde ettigim firsatlara ulasamayanlari da utaniyorum bu dusuncemden.
***
Siyrilip ruh halimden soyle diyeyim:
Bugun benim dogumgunum! 29 yasimi dolu dolu doldurdum. Oglum, kocam, anne ve babamla cok sicak, cok guzel, cok ozel bir dogumgunu kutladim.
Cok tesekkur ediyorum bu guzel gun icin!


Biraz nostalji icin:
2006 dogumgunu yazim
2005 dogunmgunu yazim