konferansa gittik, geldik; yogun gecti, bakalim sonuclari sonra gorecegiz de benim yazmak istedigim bu degil.
tam gidis gunumuzde su ingiltere kaynakli olay patladi. biz bavullarimizi hazirlarken haberlerde yanimiza herhangi bir sivi ve kozmetik urunu alinmamasi ile ilgili duyurulari dinliyorduk bir yandan. ucaga binecegimiz dallas-fortworth havaalani kirmizi alarmdaydi, yani siki guvenlik onlemleri olacak siki siki aranacaktik.
iyi, peki diyerek ozenle bavullari hazirladik. bu arada Selim'le ciktigimiz ilk yolculuk oldugundan baya parca esyamiz olmustu. Ucagimiz sabah sekizdeydi ve biz alti sularinda havaalaninda idik, guvenlik konusunda erken gitmemiz onerilmisti, biz de erkenden gittik havaalanina.
havaalani kalabalikti, normalde olmadigi kadar; anlasilan herkes korkudan erken gelmisti. neyse, bilimum sacma sapan kontrolden gectik, ayakkabilar, saatler, takilar, bilgisayar, canta, kemer, Selim'in puseti de dahil olmak uzere hersey x-rayden gecti. bir yandan tum bu guvenlik onlemlerinin kabak tadi verdigini dusunsem de bir yandan, olan olaylardan sonra, acaba? diyerek hak veriyorum ama insani bezdirdikleri bir gercek!
neyse bunlar 40-45 dk surdu, tam ucagimizin kalkacagi yere gittik, ne gorelim, ucagimiz 3 bucuk saat ertelenmis, dile kolay uc bucuk saat! 8'de kalkmasi gereken ucak pilotlar tam dinlenemedigi icin 11 bucuga ertelenmis! isin komik tarafi bir saat sonra oraya gelen pilotlarin bundan haberlerinin olmayisi idi.
bizler de birsonraki ucaklara stand by olarak kaldik, kendi ucagimiza degil stand by'dan 11:20'deki bir ucaga bindik. Atlanta havaalanina vardigimizda saat ogleden sonra iki olmustu, perisandik, bir an ponce gitme planlari yaparken bavullarimizin diger ucakla geliyor oldugunu ogrendik... perisanlik, sinir, yorgunluk vs vs derken 4 sularinda otelimize gidebildik, ve ben apar topar zaten ikide baslamis ve aksam yediye kadar surecek olan bir toplantiya yetismek icin ciktim otelden.
gidisimizi buyuk bir yorgunluk, stres, perisanlik karisimi duygularla animsiyorum. kotu bir baslangicti vesselam!
3 yorum:
Hele çocukla çok zor olmuştur sana. Selimcik de sıkılmıştır yavrum.
Amma zorlu bir yoculuk olmuş.Neyse geçti gitti bitti.Bir daha bu kadarının yaşanmamasını diliyorum.
evet, gecti gitti... ama yazarken yine animsayip sinir oldum, mazoşist miyim neyim :)))
evet sevgili cenebaz, selimcik cooook sıkıldi, hele de o havaalanindaki kaymak gibi yerlerde emekleyi yerleri yalayamadigi icin pek bir bozuldu (!) yavrum :)
Yorum Gönder