Bu yaziyi yazmak cok zor...
Zor, cunku kendine itiraf etmek zor. Itiraf ettikten sonra bu itiraf insani birakmaz cunku. Uyuttugunuz duygular dusunceler birer birer cikiverir gunyuzune ve baslar bir bir, gun, gun sizi kurcalamaya, rahatsiz etmege...
Uyuttuklarimizi ise yine bir sarki, bir resim, ve belki de bir ruya cikartir ortaya.
Iste benimkini de bir turku cikardi ortaya bugun. Rahmetli anneannemin cok sevdigi, soyledigi birlikte soyledigimiz, hatta su anda soyleyisi kulaklarimda, bir Ege turkusu olan Ormanci turkusu...
Turkuyu duymamla gozyaslarimin bosalmasi bir oldu.
Gozyaslarimin asil adi ozlem aslinda...
***
Amerika'da yasamanin esi ozlem, esi yalnizlik...
Yalnizlik, esten, dosttan, akrabadan uzaklik. Siz buradayken insanlar evlenir, bosanir, dogarlar, olurler... Onceleri siz uzaktan bakar, birkac telefonla eslik edersiniz, sonralari o da kalmaz, cunku zaten duydugunuzda ustunden iki-uc hafta gecmistir.
Ayni sekilde sizin de hayatinizda degisiklikler olur, bunu kimse bilmez, kendi kendinize, ya yalniz ya da cekirdek ailenizle yasarsiniz. Mutlulugunuz, huznunuz, basariniz, basarisizliginiz hep bu kucuk ailenizle, bazen de cevrenizdeki sizin gibi yalniz arkadas grubunuzla yasarsiniz. Ya da yasadiginizi sanirsiniz...
Yalnizsiniz ayni dili konussaniz da ortak bir gecmisten gelmemenin verdigi kopuklukla bir turlu oturtamadiginiz aradaki yabancilasmayi bir turlu kiramadiginiz insanlarin arasinda yalnizliginizi bir anda hissedersiniz.
Bir sarki duydugunuzda duydugunuz huznu paylasamayan, ve burada yasadikca hicbir zaman paylasamayacak, anlayamayacak olan cocugunuza baktiginizda hissedersiniz bu yalnizligi.
Bir koku sizi kucukluk anilariniza goturdugunde anlarsiniz yalnizliginizi...
Bir esin dostun kapisini calmak istediginizde, ve kapisini calacak bir insan olmadigini anladiginizda yine farkedersiniz yalnizliginizi.
Velhasil aslinda o yalnizlik o kadar cok yanibasinizdadir ki, bir turlu terketmez sizi... Siz duymamaya, gormemeye calissaniz da kucuk bir anda, ve hatta bazen bir mutluluk aninda beliriverir oradan buradan.
Bu yalnizlik nasil gider diye dusununce Turkiye'ye donmek geliyor insanin aklina ilk... Donmek, bir havaalani kadar yakin ama bir o kadar zor...
Donmenin zorluklarini ise baska bir yaziya birakiyorum. Simdi yalnizligimla basbasa olma vakti...
2 yorum:
hayatın getirdiklerini olduğu gibi kabullenmek en büyük zenginliktir
diye bir söz duymuştum...kabullenmek gerçekten çok zor...umarım "o" büyük zenginlik içinde gönlün huzurla dolu olur...
Sevgili Ayse, haklisin... Cogu zaman kabullenmek disinda birsey de gelmiyor elimden. Hani elinde limon varsa limonata yapacaksin misali. Elimdekiyle oldugunca mutlu olmaya, ve dusunmemeye calisiyorum. Sonucta bu secimi biz yaptik... Onemli olan bulundugun konumu kabullenip "araf"ta olma halinden cikmak galiba... Tesekkur ederim paylasimin icin.
Yorum Gönder