Ne yazacağınp bilmeyen ama yazmak da isteyen bir durumdaki insan nasılsa ben de o durumdayım şu anda. Ahh oysa ne çok şey birikti ben kabuğuma çekildiğimden beri. En basiti Türkçe klavye yükledim mesela bilgisayarıma. On küsür yıldır i ş ğ ü ö ç gibi harfleri kullanmamış biri olarak bir garip oldum doğrusuç Bilgisayarda yazı yazmayı yeni öğreniyor gibiyim. Virgüiün yerini kaybettim bu arada bulamıyorum virgülsüz yazıyorum yazılarımı bir solukta okunsun diye :).
En büyüğü - ya da büyüklerinden biri demeliyim çünkü pek bir büyük değişiklik olacak yakın zamanda hayatımızda- de yeni bir bebiş katılacak olması hayatımıza. Teklifsizce hayatımıza giren bir bebek...
Yine blog şablonunu değiştirdim. Şablonun adı 'yorgun kız'mış. Bugünlerdeki ben gibi yorgun. En çok da bebeği beklemekten yorgun. Sadece ben değil aslında hepimiz yorulduk bu beklemekten. 40. haftadayız. Hem hamileliğin uzunluğunun, hem bebişin heyecanının, hem de yaşantımızdaki değişikliklere bir an önce başlayabilmeyi beklemenin yorgunluğu sindi üstümüzde. Günlerimiz sanki beklemekten başka birşey yapmıyoruz gibi geçiyor. Bunalımlı bir yaz anlayacağınız.
Bunda burada yanlız olmanın etkisi de var elbette. Yalnız olmasak belki daha çabuk ve neşeli geçebilir, kimbilir... Yaşamadım bilemem ki deyip noktalıyorum.
3 yorum:
harika bir haber, umarım sağlıkla kucağına alırsın. bebek haberlerini ve oğlanların tepkilerinin yazacağın yeni postları merakla bekliyorum:)))
Sevgili Çenebaz Hanımcığım ne güzel sizin yorumunuzu okumak...
Teşekkürler güzel dilekleriniz için. Oğluşlar cidden çok heyecanlılar, özellikle de Kerem 'abi' olabilme fırsatını yakaladığı için pek mutlu. Ancak kıskançlık sinyalleri de yok değil :)
Umarım beklediğine sağlıkla sevinçle kavuşmuşsundur...
Yorum Gönder