her yerde kar var
kalbim senin bu gece
la laaaa la laaa
diye romatik bir yazi yazip, bu yaziya da ayni sarkiyi ekleyip devam ettirebilirdim bu yaziyi ama yok yapamam! Yapamam, cunku burada artik kar romantik olmaktan coktaaan cikmis durumda.
Evet, heryerde kar var, ama diz boyu degil, adam boyu! Kenarlara kurenen, cekilen karlar ise adam boyunu da asmis durumda. Yollarin kenarinda sirali kar tepecikleri var. Bir arkadasim soyle dedi gecen hafta " bizim sokak sanki doga ile insanoglu arasinda bir savas olmus da bu savasi doga kaznmis gibi" , katilmadan edemedim. Boston ve civarinda, kara bu kadar alisik bu memlekette biz kara yenilmis durumdayiz.
Sadece kar mi, ustune yagan yagmurlarin buz tutmasiyla donan ve hatta cama donusen yerler. Dun babamla -evet, annemle babam buradalar- neredeyse uc-bes cm kalinligindaki buzu kirdik evden kayip dusmeden cikabilmek icin. Ondan onceki aksam ben buzdan kayip dustum, aksam bir programdan donerken.
Artik cocuklar da ne kayalim ne de kardan adam yapalim gibi projeler uretmiyorlar. Selim her gun subat ayi ne zaman bitecek diye soruyor. Neden soruyorsun dedigimde, bahar gelsin istiyorum diyor. Ah Subat bitse dahi baharin gele-meye-bilecegini anlatabilsem keske ona. Simdilik geri sayip sevinmesini izliyorum.
Iste size gectigimiz haftadan ornek bir resim, su ana dek biraz erime olsa da yagan kar hava sicakliginin dusuk olmasiyla hala ortada:
Kari ve buzu dusunmeden yasamak mumkun degil su siralar, bunun yaninda yapilacak islerin de yogunlugu eklenince, bu siralar neden yaz-a-madigimin bir resmi cikiyor zannediyorum ortaya...
Arayi cok uzatmadan tekrar gorusmek umidiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder