Bu arada gunler hastaliklarla geciyor :(((
Selim'in baslayan strep throat'i bana ve Kerem'e de gecti malesef ve iclerinde en agir geciren de ben gibi gorunuyorum, malum diger sifatlarin yaninda bir de "anne" olunca insan dinlenmeye pek firsat bulamiyor.
Selim de cok agir gecirmedi sadece bir gun ateslendi biraz, Kerem de caktirmadi once ancak 6 aylik kontrolune goturdugumuzde kulaginda hafif bir iltihap oldugunu ogrendik. Her ikisi de hafifce geciriyor simdilik ancak ben daha vahim durumdayim.
Selim'in atesinin ciktigi gun hemen doktora goturmustum, doktorun bekleme salonunda bir bayanin Selim'e "can you write your name?" diye sormasi uzerine Selim oradaki tahtaya ismini yazdi ve ben bu duruma cok sasirdim cunku her nedense bu aralar evde eline kalem kagit almak istemiyor hic.
Asagidaki yazdigi Selim yazisi...
Bir ara cok guzel resimler yapiyordu ancak simdi kitap ve oyuncaklarla daha hasir nesir Selim ve tabii dur durak bilmeyen "yaramazlik"lariyla :-). Evet, gercekten cesit cesit muzurluklarla karsilasiyoruz hergun. Ozellikle de babaannesi ve dedesiyle yalniz biraktigimiz zamanlarda evden otoritenin gitmesiyle yelkenler fora diyor Selim ve evin altini ustune getiriyor. Bunun en son ornegi fotograf makinemizi yikamasi ve sonucunda makinanin cope gitmesi ve odasinin kapinisini ve duvarlarini sivi boyalarla -neyse ki ne zaman boya alirsam yikanabilir olmasina ozen gosteriyorum- rengarenk yapmasi oldu.
Bu renkli boyalardan nasibini alan Selim, foto da sadece kurtarabildigimiz fotolardan sonuncusu :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder