Pages

11 Kasım 2006 Cumartesi

oradan, suradan, buradan...

Oncelikle annemin asagidaki postla ilgili yorumu: "niye yazi yazmadin da muzik koydun?"...
Niye sorusunun yaniti: Cunku birseylar yazmaya cok bir enerjim yoktu, ama blogumu ihmal etmedigimi hissetmek ve sevdigim birseyleri paylasmak amaciyla oyle bir yazi yazdim, bu beni rahatlatti.
Bu gunlerde genel olarak yogun zamanlar yasiyorum denebilir. Bir yandan hem tezimle ilgili birseyler yapmaya calisiyorum, hem bahsettigim makale uzerine calisiyorum, hem asistanlik gorevlerimi yerine getiriyorum, hem is basvurularinin olan tekliflerini degerlendiriyor, olmayanlari takip ediyor bekliyorum, hem de yeni gorusmelere hazirlaniyorum. Yogun mu? Yogun... Ama ne guzel ki tum bunlari simdilik buyuk bir zevkle yapiyorum, guzel seyler olacagini umid ederek...
Bir yandan annem ve babam sagolsunlar evle ilgili islerimizi baya kolaylastiriyorlar: eve gittigimizde yemekler hazir, etraf derli toplu oluyor. Hic alismadigim uzere camasirlar utulu; pantolonlar askida, tshirtler cekmecede giyilmeyi bekliyorlar. Her ne kadar bu duruma alissak da ara -sira bunun gecici oldugunu kendime ve Sebo'ya belirtme ihtiyaci hissediyorum ki annemler gittiklerinde buyuk bir sok yasamayalim.
Bu arada bu yogunlukta buralari birakmanin uygun olmadigi kanaatine vararak Turkiye gezimizi iptal ettik; bir yandan cok uzgunuz -gitmemiz gereken yerler, gormemiz gereken sevdiklerimiz vardi- bir yandan da boylesinin simdilik cok daha iyi oldugunu dusunuyoruz; hersey bir belirginlessin bakalim, Turkiye gezisi o zaman daha da anlamlanacak.
Bu haberler boyle...
Bir yandan da cekirdek ailemizle ilgilisi olamayan ama buyuk ailemiz icinde olan huzursuzluklar var ki, ister istemez dolayli olarak beni de bizi de mutsuz ediyor. Insan istiyor ki herkes iyi olsun, herkes iyi anlassin birbiriyle darginliklar olmasin, lay lay lom yasayalim ama her zaman bu boyle olmuyor ve binlerce kilometre uzakta olsaniz da yasanan, yasanacak seyler psikolojisini etkiliyor insanin.
Bir de sanirim annemlerin bu ayin sonunda gidecek olmasi da beni huzunlendirmeye basladi. Anneme bu sabah "gittiginizde Selim'i cok ozleyeceksiniz" diyordum ki o da bana "sen de cekmecendeki utulu camasirlari" dedi, utulu camasirlari ozleyecegim ozlemesine ama anne ve babamin buradaki varligini da ozleyecegim cok, ozlenmez mi; hele de arada bu kadar mesafe olunca ve zaman, isler gibi kisitlamalarla her zaman "ha deyince" gidemeyecegimizi, gorusemeyecegimizi dusununce bir tuhaf oldum ama caktirmadim, caktiramadim her zaman oldugu gibi.
Neyse, oradan, suradan ama en cok da BURADAN bir yazi oldu bu!

3 yorum:

duygu dedi ki...

Ama ben üzüldüm şimdi...Ne güzel olacaktı halbuki.Selim'i de sevemiyeceğim.:(
Sizin için ne zaman uygun olacaksa o zaman gelin de biraz erken olsun mümkünse!sabah sabah üzüldüm bak şimdi.

Oya Kayacan dedi ki...

Soyle bir baktim ne yapiyorsun diye. Oh keyifler gicir. Anne baba sefasi suruluyor. Yilbasini da birlikte gecirin bari, utulu camasir keyfi kolay kolay goz ardi edilecek gibi degil yani!!!

sumuklubocek dedi ki...

sevgili duygucugum,
sorma biz de uzulduk ama boylesi daha iyi olacak simdilik; hersey kesinlesince gelmek bizim acimizdan da daha iyi olacak.
sevgili oya merhaba; aynen dedigin gibi keyifler gicir; keyfimiz utulu camasirla da sinirli kalmamakta... her an derli toplu bir ev, yapilan leziz yemekler -ornek: babamin yaptigi enginar dolmasi, annemin enfes pogacalari, da yaninda bonus!
cok ozleyecegiz onlari cooook!